Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bir takım ziyaretler, açılışlar ve temel atma törenlerine katılmak üzere Bilecik'e geldi.

Bakanların Bilecik’e adım atması ile yağmur yağışı başlarken, "Bakanlar Bilecik'e bereketleriyle geldi" yorumlarını da beraberinde getirdi.

Bilecik Valiliği’ne  gerçekleştirdikleri ziyaret sonrasında  AK Parti İl Başkanlığı’na geçen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, burada açıklamalarda bulundu.

Bakan Pakdemirli, AK Parti İl Başkanlığı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin her taraftan ateş altında olduğunu belirterek, "Sınırlarımızın dört bir tarafı yangın içerisinde. Ortadoğu’da yangın var, Kafkasya'da yangın var. Güneye inin Kıbrıs’ta yangın var. 21. yüzyılda Türkiye bölgenin ve dünyanın zenginliğinden daha fazla pay almaya, daha fazla gelir almaya, daha mutlu olmaya aday bir ülke ama bu sıkıntı zamanları hep birlikte bir ve beraber olarak AK Parti ve Cumhur ittifakı çerçevesinde mutlaka geçiyor olmamız lazım." dedi.

Bilecik'teki yerel yönetimi eleştiren Bakan Pakdemirli, "Burada yerel yönetimlerin üç aşağı beş yukarı ne yaptığı belli kayıyı kaldırdılar ayıyı getirdiler. Bunlardan bir şey çıkmaz bunlar konuşur konuşur iş yapmaz." diyerek şu ifadelere yer verdi:

"Kayı'yı kaldırdılar, Ayı'yı getirdiler"

"Burada yerel yönetimlerin üç aşağı beş yukarı ne yaptığı belli kayı'yı kaldırdılar ayıyı getirdiler. Bunlardan bir şey çıkmaz bunlar konuşur konuşur iş yapmaz. Elbette vatandaşın verdiği oya sonuna kadar saygımız var onlar ne yaptıysa doğru yapmıştır, başımızın üstündedir. Ama tekrar vatandaşımızın gönlüne girmek için hızlı bir şekilde çalışmalarımızı tamamlamamız gerekiyor. Zaman su gibi akıyor dün Haziran seçimleriydi bugün 3 senesini geride bırakmış olduk. Önümüzde bir 2 senemiz daha var ondan sonra belediye seçimlerimiz var gerçekten bu seçimlere iyi hazırlanmamız lazım. Partimizin her kademesindeki arkadaşımızın Serkan başkanın etrafında toplanıp, Serkan başkan başkanlığında bu seçimlere hazırlanıyor olacağız, o da kavrayıcı ve kapsayıcı olacak Bilecik’te. Eğer varsa partimizde küs, kırılmış olan arkadaşımız, hepsini toplayacağız. Tabi ister istemez kırgınlık, küskünler olabiliyor ama bunların hepsini bir kenara atmamız lazım.

"Görevlerin hepsi gelip geçicidir"

En önemli görevimizin AK Parti’nin üyeliği olduğunu düşünüyorum. Diğer görevlerin hepsinin gelip geçici olduğunu söylemek isterim. Bunu size söyleyen son 15 senede AK Parti’de çok önemli bir görev almamış ama sonunda bakan olarak karşınıza gelmiş bir kardeşinizim. Ama en nihayetinde bu bakanlıkta bitecek yine bende sizinle aynı sıralarda AK Parti için, hak davamız için hep birlikte sizlerle birlikte tekrar mücadele ediyor olacağım. Bu anlamda partimizde çalışana, emek verene önünde sonunda mutlaka bir görev var. Ama dediğim gibi görevlerin hepsi geçicidir. Önemli olan hak ile batılın davasında hakkın yanında olmak, Recep Tayyip Erdoğan’ın mesai arkadaşı olmak bence çok daha önemli. Belki bir 50 yıl sonra belki 100 yıl sonra belki de daha kısa 20 yıl sonra hepimizin çocuklarımıza, torunlarımıza şunu anlatma şansımız olacak, bu lüksümüz olacak. Bundan dolayı hepiniz gurur duymalısınız. Biz diyeceğiz ki, ‘evet tüm bunlar Türkiye’de olurken Recep Tayyip Erdoğan’ın mesai arkadaşıydık, onunla beraber yan yana yol yürüdük’ bunları söyleyeceğiz, bunları söyleme imkanımız olacak. Tüm partiler hizmet için var ama bugün itibariyle Türkiye’nin istiklali, istikbali, bekası ve geleceğine yönelik 21. yüzyılda dünyada da iyi bir yer almak için yerimiz doğru yerdir. Safımız doğru saftır. Hepimiz sayın Cumhurbaşkanımızın yanındayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşıyız ve onu bu yolda yalnız bırakmayacağız.

"Zor bir dönemden geçiyoruz"

Tabi zor bir dönemden geçiyoruz yani pandemi var, kuraklık var bir çok risklerimiz var ama hakikaten Türkiye bu sınavların hepsini çok iyi atlattı. Bakın gıda ile ilgili Türkiye’de bir kriz yaşadık mı? Yaşamadık. Marketlerde her hangi bir ürünün eksikliğini yaşadık mı? Hayır. Ama çok gelişmiş ülkeler dediğimiz Amerika’sından tutun Avrupa’sına kadar bir çok ülkelerde raflar yağmalandı, camlar kırıldı, marketlerin önlerinde kuyruklar oldu. Sağlıkla ilgili çok büyük krizler oldu. Sağlık konusu yönetilemedi, çok sayıda vakalar oldu çok sayıda insan kayıplarımız oldu en nihayetinde Türkiye’nin insana verdiği değeri Türkiye’nin iyi bir şekilde yönetildiği tekrar ortaya çıkmış oldu.

"Vatandaş devletini yanında görmek istiyor"

Bakın geçen İzmir depreminde, bizim İzmir’de Kınık Belediye Başkanımız var konuşuyoruz. Kınık Belediye Başkanı bana dedi ki ‘sayın bakanım size teşekkür etmek istiyorum’, ‘Niye?’ dedim. ‘Ben Dinar depremini de yaşadım’ dedi. Dinar depremini yaşadığımız zaman 1999 koalisyon hükümetlerinin olduğu dönemdi. ‘20 gün sonra ilk defa bizi bir okul bahçesine topladılar ekmek arası pilav verdiler birde bir müsteşar yardımcısı gelmişti onu da uzaktan gördük sevindik’ dedi. Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde biz hepimiz sahadayız. İzmir depremi olduğu zaman depremden 1.5 saat sonra sahada ben vardım sonra da 8-9 tane kabineden bakan arkadaşımız geldi. Deprem olsun, sel olsun vatandaşın yanında olmamız gerekiyor. Her an, afetler olabilir sıkıntılar olabilir kayıplarımızda olabilir, bunlar doğal, dünyanın akışında, doğanın akışında olan şeyler ama vatandaş böyle sıkıntılı zamanlarda devletini yanında görmek istiyor. İşte En başta Recep Tayyip Erdoğan böyle olduğu için Recep Tayyip Erdoğan’ın kabinesi olarak bizde sizlerde AK Parti’nin teşkilatları olarak vatandaşa hizmet şiarıyla çalıştığımız için uzun seneler daha AK Parti kadroları iktidarda olmaya devam edecek diye düşünüyorum.

"Yapmaya çalıştıklarımızın hepsini baltalıyorlar"

Hep birlikte bu zor zamanları pandemiyi ve dünyanın içerisinde bulunduğu ekonomik durumdan da hep birlikte çok yakın bir zamanda çıkıyor olacağız diye düşünüyorum. Elbette karşımızdakilerin de kapasitelerinin belli bir seviyede olması bir avantajımız ama bu bizi rehavete kaptırmamalı bizim her gün çalışmaya devam etmeniz lazım. Karşıdakiler hiçbir zaman şunla gelmiyorlar; Siz şunları yaptınız biz bunların daha iyisini yaparız, siz 100 tane köprü yaptınız biz 150 köprü yaparız, siz 10 tane baraj yaptınız biz 20 tane yaparız, 5 tane dünyanın en iyi hava limanını yaptınız biz 10 tane yaparız gibi hiç bir zaman söylemle gelmiyorlar aksine yapmaya çalıştıklarımızın hepsini de baltalıyorlar. Şimdi 3 tane gerdanlığımız var Marmara’da; 15 Temmuz Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü. Her bir köprünün yapımında başta CHP olmak üzere muhalefet bunların hepsinin yapımına karşı çıktılar. Dünyanın en büyük hava limanını yaparken dediler ki bunu yapmayacaksınız. Getirdiler önümüze ‘bu hava limanını yapmayacaksınız’ı koydular. Avrasya Tüneli’ne de karşı çıktılar her şeye karşı çıktılar. Sayın bakanım çıktı doğalgaz aramaya doğalgaz ararken dediler ki ‘ya doğalgaz da aramayın kardeşim boşa masraf ediyorsunuz.’ Bir defa önemli olan strateji ve vizyon ve hayal kurmayı biliyor olmanız lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız bir hedef koydu ve hedefin doğrultusunda bu milletinde koşmasını ilerlemesini ve motive olmamızı sağladı.

"Türkiye'nin bundan sonra dünyada daha fazla sözü ve gücü olacak"

40 yaşın üstündekiler hatırlar. Ben çocukluğumda hatırlıyorum İngiltere gelip bize 8 tane gol atıp giderdi. Biz ne yapardık omuz silkerdik tamam bunlar yapar derdik. O zaman da belki gururlu bir ülkeydik ama fakir ama gururlu bir ülkeydik şimdi her alanda dünyanın en iddialı projelerin imza atan, her alanda en iyisini yapma gayretinde olan bir ülkeyiz. Buna Kanal İstanbul’u da dahil dünyanın en büyük hava limanı da dahil her şey dahil. Birkaç dakikalığına farklı bir yolculuğa çıkalım Sayın Cumhurbaşkanımız bu ülkenin başında olmasaydı 30 yıllık Karabağ işgalinden Karabağ kurtulur muydu ? Hayır. Peki PKK bitme noktasına gelir miydi? Kapalı Maraş açılır mıydı? FETÖ bitme noktasına gelir miydi? Ayasofya’da namaz kılabilir miydik? Taksim’de cami açabilir miydik? Kanal İstanbul gibi Türkiye’nin büyük bir projesi olur muydu? Göklerde uçan İHA’lar SİHA’lar bugün İsrail’de dahil olmak üzere bunlara imrenebilirler miydi? Uluslararası medya da Türkiye’nin önemli bir güç olduğunu söylerler miydi ? Şehir hastaneleri bir çok ilimizde var. Şehir hastaneleri en başta çok eleştirildi bugün en çok kullanılan yine onlar. Daha sayabileceğim işte S400’ler doğru ve dirayetli ve dik durabilir bir ülkenin göstergesidir. Biz S400’leri alacağız dedik aldık ve ne yaptık sözümüzden de geri dönmedik. Ve bütün bunlar, artık bölgede dik duran bir ülke olduğunu, dik duran bir lider olduğu ve bu lider sayesinde Türkiye’nin bundan sonra dünyada daha fazla sözü ve gücü olacağının göstergesi.

Bakan Pakdemirli'nin ardından konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ise, Bilecik'in, ilçelerinin ve köylerinin sorunlarını yakından takip ettiklerini söyledi.

Bilecik'in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre son 20 yılda yaklaşık 2 milyar lira yatırım aldığını belirten Bakan Dönmez, Bu az bir rakam değil, yani enerji başta olmak üzere Madencilik sektörleri başta olmak üzere, ciddi bir yatırım yapmışız. Kendi alanımızla alakalı olarak en belirgin hizmetlerden birisi doğalgazımız. Kentimizin havası da çok daha temiz ve kaliteli oldu. Bilecik’te maalesef zaman zaman bazı yerlerde coğrafyası dolayısıyla da hava kirliliğinin yoğunlaştığı ilçe ve illerimizden, yerleşim birimlerimizden birisiydi. Hamdolsun Bilecik'te dahil olmak üzere 81 ilin tamamına doğalgaz götürdük." dedi.

Bilecik'in eskiden zaman zaman coğrafyası dolayısıyla hava kirliliinin yoğunlaştığı yerleşim birimlerinden birisi olduğunu ancak bu durumu doğal gaz ile çözüldüğünü yineleyen Bakan Dönmez,

Bilecik'te pandemi öncesi yeni hastanenin devreye girmesinin büyük bir şans olduğunu aktaran Bakan dönmez, Bu süreci o anlamda daha rahat atlatmış olduk. Birçok adına gelişmiş denen ülkelerle kıyasladığımızda, hamdolsun biz hiçbir hastamızı hastanemizin kapısından çevirmedik, hepsine müdahale ettik. Hastaneye müracaat edenler veya vaka ve ölüm oranlarına baktığımızda da yine dünyada görece çok daha iyi durumda olduğumuzu söyleyebiliriz." diyerek konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

"İlk imtihanımız 2023'te"

Cumhurbaşkanımızın meşhur bir sözü var, “Batıda ne varsa doğuda olacak, kuzeyde ne varsa güneyde o olacak”. Biz de o kapsamda, 7/24 durmadan koşarak hizmetimize devam ediyoruz. Meşhur bir söz; “aşk ile koşan yorulmazmış.” Biz de yorulmuyoruz inşallah. Bu arada il yönetiminde bir tazelenme de yaşandı biliyorsunuz kongre ile birlikte. Serkan kardeşimizin başkanlığında, eski yeni ayrımı yapmaksızın, yeni bir heyecanla bir aşılama diyelim biz buna, İnşallah önümüzde çünkü büyük imtihanlar var. İlk imtihanımız, 2023'te Haziran’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçim olacak. Hemen takip eden bir yıl içerisinde de yerel seçimler olacak. Dolayısıyla bir seçim maratonuna doğru hızlıca yaklaşıyoruz. Daha önceki seçimlerde almış olduğumuz sonuçları kendi içimizde değerlendireceğiz.

"Bilecik, Türkiye ortalamasının üstünde"

Eksik, fazla ne yapmışız not etmemiz gerekiyor. Daha iyi yapabilmek için çalışmak gerekiyor. Ben sık sık söylüyorum, Bizim 1. Dereceden görevimiz, vatandaşımızın mutluluğu ve memnuniyeti. Şimdi bunu özel sektör müşteri memnuniyeti olarak adlandırıyor. Biz kamu çalışanları olarak, vatandaş memnuniyeti diye biliyoruz yani kamu hizmetlerinde, vatandaşımızın duymuş olduğu memnuniyeti tanımlamak için. Ama genelde herhalde şunu desek, kamu özel ayrımı yapmaksızın, bu coğrafyada yaşayan insanları mutlu etmek için çalışıyoruz, desek herhalde en doğrusu bu olur. Onun için de Türkiye genelinde yapılan mutluluk anketlerini yakından takip etmek lazım. İlimiz kaçıncı sırada, niye mutlu niye mutsuz, bunlara da bakmak lazım. Genellikle Bilecik, Türkiye ortalamasının biraz üzerinde, bu güzel, sevindirici. Ama ilk sıralarda da olabilirdi, ona da bakmak lazım. Mutlulukla alakalı 3 şey üzerinde durulur, niçin mutlusun diyorlar.

"İnsan kendini başarılı görmüşse, mutlu hissediyor."

Genellikle Şimdi siz de şöyle kendi kafanızda bir döndürün, acaba mutluysanız niçin mutlu olduğunuz sorusunun cevabı. 1. neden sağlık, eğer sağlıklıysa bir insan kendini mutlu hissediyor. İkinci neden Sevgi, yani sevmek ya da sevilmek. 3. neden bakın hala ekonomik nedenler yok, 3 neden de başarı, bir insan kendini başarılı görmüşse, mutlu hissediyor. 4.,5.,6. başka şıklar da var ama biraz daha belki sosyal ekonomik nedenler, hemen hemen mutluyum diyenlerin ya da mutsuzum diyenlerin temelde üç sıralaması ki, mesela bu sağlıkla ilgili olan kısım neredeyse yüzde altmış, altmış beş.

"Aşı ile bu süreç daha hızlı atlatılacak"

Dünya genelinde, son yılda mutluluk anketlerinde oranlarda ciddi oranda düşüş var. Temel nedeni de, ilk şıkka verilen cevap la ilgili, pandemi dolayısıyla ya kendimiz hasta olduk, ya çok yakınlarımız hasta oldu, hastalık geçirdi, bir kısmını kaybettik, dolayısıyla bunlar insanı mutluluğuna etki etti. Birçok adına gelişmiş denen ülkelerle kıyasladığımızda, hamdolsun biz hiçbir hastamızı hastanemizin kapısından çevirmedik. Hepsine müdahale ettik. Hastaneye müracaat edenler veya vaka ve ölüm oranlarına baktığımızda da yine dünyada görece çok daha iyi durumda olduğumuzu söyleyebiliriz. Bilecik'te de tam pandemi öncesi yeni hastanemizin devreye girmesi de o açıdan şans diyebiliriz. Bu süreci o anlamda daha rahat atlatmış olduk. Tabi kontrollü bir normalleşme içerisindeyiz. Gönül ister ki, daha hızlı bir şekilde bu beladan kurtulalım ve bu maskelerin arkasından değil, yüz yüze görüşebilirim, daha sık bir araya gelebilirim. Herkes gibi bizler de özledik. İnşallah ben bu aşılama süreci ile birlikte, bu sürecin çok daha hızlı bir şekilde atlatılacağı kanaatindeyim.

"Muhalefetin yerel yönetimlerde yönetememe sorunu var"

Biz hizmet ve siyasete devam edeceğiz, diğerleri gibi yalan, iftira üzerine bir siyaset kurgulamayacağız. Nitekim muhalefetten almış olduğumuz belediyelerde, başkanlarımızın ortaya koymuş olduğu performans, orada yaşayan hemşerilerimiz ve kentlilerimizin takdirini kazanmış durumda. Tam tersine, bizden muhalefete geçen yerlerde şunu görüyoruz, bırakın yeni bir işe, yatırıma, hizmete başlayıp bitirmeyi, mevcut bıraktıklarımızı korumaktan ve onları yönetmekten aciz durumdalar. Bunu Türkiye'nin hemen her yerinde görebilirsiniz. Muhalefetin bu anlamda yerel yönetimlerde, yönetememe sorunu var. İş lafa gelince, yalan yanlış bir sürü söylemlerle milletin kafasını karıştırmasını iyi biliyorlar, ama icraata gelince sıfır. İnşallah önümüzdeki dönemde, kalan 2 yıllık süreyi çok iyi değerlendirmek suretiyle, bir seçimi daha galibiyet ve zaferle sonuçlandıracağımıza inanıyorum. Burada tabi ki, il yönetimine, mahalle başkanlarına varıncaya kadar, sandık müşahitlerine varıncaya kadar, büyük görevler düşüyor."

Editör: TE Bilişim