Bir takım açılış ve ziyaretlerde bulunmak amacıyla Bilecik’e gelen Mustafa Varank,  AK Parti Bilecik İl Başkanlığı’nda yaptığı konuşmasında muhalefete yüklendi. Bakan Varank, konuşmasında  yangınla mücadelede Türkiye’nin son teknolojiyi kullanarak felakete karşı canla başla mücadele edildiğinin üstünü çizerek, sosyal medyada, televizyon kanallarında çıkan yalan yanlış haberlere aldırış edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 6 yeni projenin açılışını gerçekleştirme ve bir tsakım ziyaretlerde bulunmak amacıyla Bilecik’e geldi.  Osmaneli’nde açılış törenleri ardından Bilecik’e gelen Bakan Varank , Durden Plastik Fabrikası ve Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyareti ardından AK Parti İl Başkanlığı’na geçti. İl Başkanlığı binasında konuşma yapan Bakan Varank, buradan muhalefete yüklendi. “Onların derdi biz bu gemiyi batıralım” diyen Bakan Varank’ın AK Parti İl Başkanlığı’nda yaptığı konuşması şu şekilde:

“Nüfusu küçük ama tarihiyle kültürüyle tarımıyla jeopolitik konumuyla ve elbette sanayisiyle gerçekten Türkiye açısından önemli ve değerli, Türkiye ekonomisine ciddi katkılar sağlayan bir şehrimiz. Ben bakan olarak ilk defa gelmek nasip oldu. Çok plan yaptık, gelemedik, ama bakan olmadan önce de gerek Sayın Cumhurbaşkanımızla, gerek başka vesilelerle defalarca Bilecik’i ziyaret ettim. İnşallah bu şehrin, potansiyelini çok daha fazla harekete geçirecek hizmetlerle bundan sonra sizlerle daha sık buluşabileceğiz, bir araya gelebileceğiz. Bugün öncelikle kalkınma ajansının destekleriyle yaptığımız projelerin resmi açılışını gerçekleştirdik. Onların detaylarına inmeyeceğim ama şunun altını çizmemizde fayda var.

“Ne kadar vizyoner olduğumuzu ortaya koyuyor”

Burada Osmaneli Belediyemizle yaptığımız bilişimcilikle alakalı projelerin hepsi aşlında şu anda Türkiye’deki büyük şehir belediyelerinin yapmak istediği, istihdam oluşturan, ekonomi üreten, insan hayatına dokunmasını istedikleri projeler. Böyle bir şuurun Bilecik’te olması, bizim AK Parti belediyeciliğinde olması Cumhur ittifakının da bu şuurdan faydalanarak icraatlar yapıyor olması aslında ne kadar vizyoner olduğumuzu ortaya koyuyor. Kalkınma ajansları biliyorsunuz her şehrin hatta ilçenin yerelde en fazla ekonomik etki oluşturacak alanlarında çalışıp projeler geliştiriyorlar. Bundan sonraki dönemde de inşallah biz bu tip işlerle Bilecik’te güzel işler başarabileceğimize inanıyoruz. Burada İl Başkanımız da vekilimiz de Belediye Başkanlarımızı da önümüzdeki döneme uygun projeleri beraber çalışacağız. Burada yapabileceğimiz güzel işler var. Tabi başkanımız söyledi, burası bir sanayi şehri, buradaki sanayinin ihtiyaçlarıyla ilgili özellikle genişleme alanlarıyla ilgili hususlarda biz bakanlık olarak elimizden gelen desteği vereceğiz. Yeter ki yerelde bir karar verilsin, biz Ankara’dan Bilecik’in planlamasını yapamayız. Bu şehrin neye ihtiyacı varsa, hangi OSB’nin genişlemesi gerekiyorsa, nerede bir ihtiyaç varsa biz bunlarla ilgili gerekli adımları atarız. Sadece bununla da kalmıyoruz. Aynı zamanda yatırımcıları da burada özellikle aldıkları yerlerde yatırımlarına başlamaları hususunda teşvik ediyoruz. Nazikçe teşvik ediyoruz diyelim, biraz da baskı da yapıyoruz tabi. Çünkü bu şehrin daha çok istihdama ihtiyacı var. Bu şehrin Türkiye ekonomisine daha fazla katkı vermesi lazım. Şehrimizle ilgili bütün bu süreçleri gerek bakan arkadaşlarımız, gerek biz, takip etmeye devam edeceğiz.

“Bütün bakan arkadaşlarımız insanüstü bir gayretle mücadele ediyorlar”

Biliyorsunuz Türkiye gerçekten nüfusuyla, coğrafyasıyla çok kolay bir bölgede hayatını sürdürmüyor. İşte şimdi maalesef bir yangın felaketiyle mücadele etmek durumunda kalıyoruz. Çünkü Akdeniz iklimi oldukça bu senenin kurak geçmesiyle birlikte biraz da şaibeli bir şekilde birden fazla yangının bir anda çıkmasıyla bu sıkıntılı işler ile mücadele etmek durumunda kalıyoruz. Tabi vefat eden vatandaşlarımız var. Rabbim hepsine rahmet eylesin.

Ama şunun bilincinde olmamız lazım, hükümetimiz, bütün bakan arkadaşlarımız bu tip olaylarda, olağanüstü durumlarda , felaketlerde emin olun insanüstü bir performansla, insanüstü bir gayretle mücadele ediyorlar. İşlerinin başında, her işi takip ediyorlar, ve gerek sel felaketinde olsun, diğer felaketlerde olsun, gerekse şimdi yangınla mücadelede emin olun dünyada bu iş nasıl yapılıyorsa ve bu işin en son teknolojisi en son alet edevatı, en son tekniği neyse biz bunları uygulayarak biz bu mücadelemizi sürdürüyoruz.

Bende sosyal medyada açıp  okuyorum sizde okuyorsunuzdur. Maalesef  Türkiye’nin en büyük problemlerinden bir tanesi herkesin  her şeyin uzmanı olması. Futbol olunca herkesin bir yorumu var, sanayi olunca herkesin bir yorumu var , teknoloji olunca  herkesin  bir yorumu var. Yangınla mücadelede de herkesin  bir yorumu var ve Türkiye’nin şusu var mıydı busu  var mıydı gibi yorumlar yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hem en son teknolojiye en son imkanlara sahip hem de bunların  ihtiyaç olduğunda  yeniden  alabilecek güce, ekonomiye sahip. Bu alanlarda  hiç bir  endişeniz olmazsın. Yok uçak sayısı şu kadarmış şu şöyle yapmış diyenlere lütfen  aldırış etmeyin.  Bu zamanlar dayanışma göstermemiz gereken zamanlar .  Oturun biz onları nasıl  desteklediğimizi gösterelim.  Emin olun ormancı kardeşlerimiz, canları pahasına bu mücadeleyi gerçekleştiriyorlar. Ama oturduğu yerden ne konuyu biliyor, ne hayatından bunla ilgili bir şey yapmış, ne havacılığı biliyor. Hiçbir fikri olamayan insanların yorumlarıyla maalesef  insanların moralini bozmaya çalışıyorlar. İnşallah biz bu süreci de mücadeleyi de çok hızlı bir şekilde tamamlayacağız bu yangınlarımızı söndüreceğiz.  Arkasından da oradaki bütün vatandaşlarımızın sıkıntıları neyse onların da  yaralarını biz hükümet olarak saracağız. Sosyal medya okuyup bir takım televizyon kanallarını izleyip emin  olun çoğu yalan  yanlış  bilgiler içeren haberlerden  paylaşımlardan moralimizi bozmamamız lazım.

Muhalefetin şu anda odaklandığı tek alan var: “ Biz nasıl bu iktidarı deviririz?”

Şundan emin olabilirsiniz Türkiye Cumhuriyeti Devleti şu anda dünyanın en iyi liderlerinden biri tarafından ve en yeni ekipleri tarafından yönetiliyor ve biz burada  gerek bundan önceki tecrübelerimizde gerek bu ülkede kazandığımız tecrübelerle gerçekten kriz yönetimi olsun ülke yönetimi olsun büyük bir  fedakarlıkla çalışıyoruz. Ve şunu da söylememiz lazım  bu şuura sahip bir  muhalefet anlayışı da  maalesef  ülkemizde yok. Muhalefetin şu anda odaklandığı tek  alan var: “ Biz nasıl bu iktidarı deviririz?” Muhalefetin önümüzdeki dönemde Türkiye’nin geleceği ile ilgili bir vizyonu varmış yokmuş gibi hiçbir derdi yok. Onların derdi biz bu gemiyi batıralım, gemiyi batırırsak belki iktidardan da kurtuluruz. Bu anlayışla siyaset yapılmaz.  Bizim Ak Parti iktidarları  olarak yapmaya çalıştığımız  iş Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarabilmek.  Bunun için de 2001 yılından beri canla başla büyük bir gayretle çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye’nin her tarafına  yatırımlar  götürmeye çalışıyoruz.

 “Bizim iş yapma anlayışımızda da Türkiye’de taş üstüne taş koymak var”

İşte Türkiye’nin ekonomisini nerden nereye getirdiğimiz ortada, milli geliri nereden nereye getirdiğimiz ortada, ülkemizde kalkınma anlamında neleri başardığımız ortada ve bizim siyaset anlayışımız, bizim iş yapma anlayışımızda da Türkiye’de taş üstüne taş koymak var. Bunu yaparken de güvendiğimiz en önemli husus teşkilatlarımız.

“Biz teşkilatlarımıza çok güveniyoruz”

 Biz bir şeyleri icraat olarak gerçekleştirebiliriz, bir takım faaliyetler yapabiliriz ama bunları halka mal edebilecek olan insanlar teşkilat mensuplarımız. Eğer teşkilat mensuplarımız bizim arkamızda durursa, sokakta, sahada, alanda bu işleri en güzel şekilde anlatabilirse, işte o zaman yaptığımız işin bir faydası olur. İşte o zaman insana dokunabiliriz. Eğer bunu başaramazsak gerçekten yaptığımız işlerden bir bereket de alamayız, onun için biz teşkilatlarımıza çok güveniyoruz.

“Artık kişisel problemlerimizi bir kenara bırakmamız lazım”

“Bizim davamız belli, bizim liderimiz belli, bizim hedeflerimiz belli”

Bizim başarımızın anahtarı AK Parti’nin teşkilatçılık anlayışı, onların sahada sürekli aktif bir şekilde bulunmaları ve bunu da bundan sonraki dönemde 2023’e, 2024’e giderken çok daha güzel bir şekilde yapmamız lazım. Şu sıkıntılı dönemlerde, şu zorlu dönemlerde artık kişisel problemlerimizi bir kenara bırakmamız lazım. Ahmet’in gözünün üstünde kaşı varmış, Fatma Hanım’ın parmağı beni göstermiş ama neyi kastetmiş tarzı işlerle bizim kafamızı bulandırmamamız lazım. Bizim davamız belli, bizim liderimiz belli, bizim hedeflerimiz belli. Biz Türkiye’yi eğer dünyanın en büyük ekonomilerinden biri yapmak istiyorsak, biz Türkiye’yi gerçekten her alanda bağımsız, ekonomik olarak da, siyasal olarak da teknolojik olarak da bağımsız bir ülke yapmak istiyorsak tek bir hedefe odaklanacağız, bununla gayret göstereceğiz. Ve çok güzel bir teşkilatçılık yapacağız. Eğer biz oturduğumuz apartmanda, evet Ahmet Bey AK Parti yönetiminde bir arkadaşımız, benim bir problemim olduğunda kapısını çalarım ve o benim problemime çözüm bulabilir anlayışını eğer apartmanımızda, mahallemizde oturtabilirsek, sokağa çıktığımızda esnafa selam verdiğimizde, Ayşe Hanım ilçe yönetiminde, ne güzel her sabah bana selam veriyor, dedirtebiliyorsak işte o zaman doğru teşkilatçılığı yapıyor oluruz. Bunlara dikkat etmemiz lazım, bu şuurla hareket etmemiz lazım.

“En güzel neticeleri almayı başaracağız”

İşimiz kolay değil, 2023 seçimlerinde 2024 seçimlerinde bugüne kadar yaşadıklarımızın çok daha başkalarıyla bizi sınamaya çalışacaklar ama biz yılmayacağız çünkü, bizim sevdamız Türkiye. Bizim liderimizin siyaset anlayışında Türkiye sevdası var. Bu şuurla da inşallah çalışmalarımıza devam edeceğiz. Ve burada en güzel neticeleri almayı başaracağız. Sözü daha fazla uzatmak istemiyorum. Tekrar günün bu saatinde bu sıcak havada bizlerle beraber olduğunuz için ben teşekkür etmek istiyorum. Şundan emin olabilirsiniz bizim gönlümüzün bir tarafında her zaman Bilecik var. Zaten unuttuğuz anda da Fatih Dönmez Bakanımız hemen hatırlatıyor. Haftada bir telefon ediyor, Bilecik’te şu varmış, bu varmış Sayın Bakanım şu lazımmış diye. Dolayısıyla inşallah Bilecik’i çok daha güzel günler bekliyor. Türkiye’yi çok daha güzel günler bekliyor, ama 2023 ve 2024 virajına onun için çok daha güzel hazırlanmamız lazım.”

“2022’nin sonunda seri üretim araçları görebileceğiz”

Diğer yandan Bakan Varank, Türkiye’nin yerli otomobili TOGG hakkında da her şeyin hedeflendiği ve plandığı gibi ilerlediğini 2020’nin sonunda aracın seri üretime geçeceğini söyledi. Bakan  Varank, yerli otomobil çalışmaları hakkında şöyle konuştu:

“Şu anda çalışmalar planlandığı şekilde devam ediyor. Biliyorsunuz biz aracı 2019’un sonunda tanıttık. O zaman ilan ettiğimiz tarih 2022’nin sonunda o araçların seri üretime hazır hale gelmesiydi. Şu anda bu planlarda bir değişiklik yok.  Fabrika inşaatı sürat devam ediyor. Araç da artık tedarikçilerin çoğu tespit edilmiş durumda. İnşallah 2022’nin sonunda seri üretim araçları görebileceğiz. 2023 yılında da muhtemelen satışlar başlar.  Şu anda hedeflendiği planlandığı şekilde her şey devam ediyor. İnşallah aracımıza kavuşacağız.”

Editör: TE Bilişim