Cafer Elmas

Satılması gündeme gelerek Kasım ve Aralık ayı Belediye Meclis toplantısında muhalefet ve iktidar meclis üyelerini  karşı karşıya getiren Çınar marketlerin bulunduğu dükkanlar adasını Belediye eski Başkanı Av. Akın Olcay yargıya taşıyor.

Bu yerin yeşil alan olduğunu Belediye’nin imar değişikliği yapmasının yanlış olduğunu belirten Olcay, mevcut Belediye yönetiminin sürekli kurumun taşınmazlarını satarak hizmet vermeye çalıştığını iddia ederek, itiraz dilekçesine Meclis’ten Red kararı çıkması sonucunda bu yerin satılmaması için konuyu yargıya taşıyacağını söyledi.

Bilindiği gibi, ilimizin en işlek caddelerinden olan Atatürk Bulvarı üzerindeki iki katlı Belediye’ye ait Çınar marketlerin bulunduğu dükkanlar adasını Belediye Başkanı  Selim Yağcı aldığı ani bir karar ile satışına karar verdi.

Belediye Meclisi’nden satına ilişkin karar alınırken, satış kararına CHP ve MHP Red oyu vermesine rağmen AK Parti’nin sayı üstünlüğü ile Meclis’ten satış kararı çıktı. Satış kararının ardından Belediye eski Başkanı Av. Akın Olcay, Belediye’ye bir dilekçe vererek itirazda bulundu ve satışın yanlış olduğunu dile getirerek yeniden kararın gözden geçirilmesini ve satılmasından vazgeçilmesini istedi. Aralık ayı Meclis toplantısına gelen bu konu MHP ve CHP’nin evet oyuna karşı yine sayıca üstün olan AKP'li Meclis üyelerinin hayır oyu ile itiraz kabul görmedi ve Meclis’ten bir kez daha satılmasına ilişkin karar çıktı.

Bu gelişmeler yaşanırken adaya ilişkin başka bir gerçeğe ise YARIN Gazetesi ulaşarak Belediye eski Başkanı Mehmet Seven zamanında yaptırılan 163/1 ada parsel yeşil alan üzerine yapılan ve mülkiyetin dışına çıkarılan bina yerleştirilmesi sonucu ana yola benzinlik tarafından 4.80  metre yola ve yaya kaldırımına tecavüz ettiği ortaya çıktı.

Belediye’nin bu konuda ne karar alacağı merak edilirken bu adanın satılmaması için Belediye eski Başkanı Av. Akın Olcay konuyu yargıya taşıyacağını açıkladı.

Gazetemize verdiği açıklamada çarpıcı iddialarda bulunan Olcay, eski Öğretmenevi ve Dispanserin bulunduğu bina, eski Şehir Kulübü binası, Bilecikspor binası, Çınar marketlerin bulunduğu ada, Tepebaşı’ndaki Koza Kooperafi’nin bulunduğu adanın Karayolları sınırları içinde kaldığını istimlak edilerek Karayollarından burayı zamanın Belediye Başkanlarının kuruma kazandırdığını belirterek, mevcut Belediye yönetiminin buraları satarak vatandaşa hizmet etmeye çalıştığını seçimlerde oy isterken AK Parti olarak biz iktidarız hükümetten yatırımlar için kaynak sağlayacağız vaadi ile oy aldıklarını savundu.

Belediye eski Başkanı Akın Olcay ile Çınar marketlerin akıbetine ilişkin gerçekleştirdiğimiz söyleşi şu şekilde:

Bu adaya ilişkin süreci değerlendirebilir misiniz?

Bunları almış, arda kalan yerleri de kadastro tespitleri sırasında, Necati ağabeyin Belediye Başkanlığı dönemine isabet ediyor o sıralarda bunların tapuları Belediye adına çıkartılmış.

Şimdi Öğretmenevi’nin olduğu yer, Dispanser  binası, Şehir Kulübü’nün olduğu yer geçmişte top sahasıydı, yani şehrin stadyumuydu. Karayolları geçince buraları aldı ve yanda kalan tarafları devlete ve Belediye’ye kaldı. Bu Belediye Başkanı avukat Necati Önen zamanında bu yerler Belediye adına teşhir edildi; ama maalesef bu Belediye burayı da sattı, o alanı da sattı. Şimdi bu Çınar Market’in olduğu yer, bu da yine Karayollarının istimlâk ettiği sırada boşta kalan arazidir ve burada Belediye kendi adına, Hamsu Köprüsü’nün bulunduğu yerde kooperatifin önündeki alan yine aynı şekilde. Yani şunu söylemek istiyorum, geçmiş Belediyeler hep Belediye’ye bir şeyler kazandırmaya çalıştılar, bu Belediye hep satmaya uğraşıyor ve satıyor. Satmakla kimse adam olmamış, var mı öyle sata sata olur mu? Ha satılır ben satmaya da karşı değilim; ama yeşil alan satılmaz. Yani kamuya tahsis edilmiş yüzlerce, binlerce yıl kamu menfaatine kullanılabilecek olan alanın satılması yanlış olur. Normal bir yer satılırken de, bu Belediye malı halkın, hepimizin malıdır, dersin ki ‘’Bak ben bunu satacağım, şu işi yapacağım” dersin. Mesela bir adam arabasını satar; ama 80 model araba satıyorsa 85 model araba alır, onun için satar. Bizimki satıyor harcıyor, paralar nerede o da belli değil. Yani bana açık olarak ‘’Bak kardeşim ben burayı satıyorum, bunun karşılığında da şu hizmeti getireceğim” diyecek, bunu söylese kimse gayet tabii karşı çıkmaz.

Sonra hatırlarsan seçimlerde AKP ‘’Biz iktidar partisiyiz, oyları bize verirseniz devlet hizmetleri Bilecik’e rahat bir şekilde gelir. Paralar Bilecik’e akar” dediler. Nerede bu paralar? Demek ki bu parayı bulamıyorlar ki sağı solu satmaya uğraşıyorlar diye düşünüyorum.

Bu Çınar Marketle ilgili bir itirazınız olmuştu, onunla ilgili itiraz reddedildi. Siz şimdi ne yapacaksınız? Neden itiraz ettiniz, itirazın gerekçesi neydi?

Şimdi bir yeşil alanı bu şekilde ve bu yöntemle Belediye Meclisi toplantısı devam ederken birdenbire aklına gelip de hemen imar komisyonunu toplayıp orada yeşil alanı ticaret alanına çevirmek bir imar faciasıdır. Belediye’nin kesinlikle yapmaması gereken bir iştir. Ben 5 yıl Başkanlık yaptım, hiçbir yeşil alana zarar vermedim, hiçbir yeşil alanı biz imarda başka bir amaca tahsis etmedik. Bakın bu Belediye Çınar Market’in olduğu yeşil alanı kaldırıyor ticaret alanı yapıyor. Yeni yapılan Kültür Sitesi’nin olduğu yer benim zamanımda tesis edilmiş bir yeşil alandı. Şu anda müzenin yapıldığı yer gene benim zamanımda tesis edilmiş bir yeşil alandı. Biz bunu kamuya, Bilecik halkına kazandırdık; ama buralara bina yapılsın, inşaatlar yapılsın diye bunları getirmedik. Bunu halkın tamamının istifadesine sunulan, halkın rahatça nefes almasını sağlayabilecek alanlar tesis etmek amacıyla yaptık. Sonra imar işi bilim meselesidir. Yani bir hukukçu, bir ziraatçı, bir kimyacının bileceği iş değil. Bunun şehir plancıları var, imarcılar var. Bu işin uzmanları var, üniversiteler var. Buralara gidersin, danışırsın. Bunlara bir rapor hazırlattırırsın olur mu olmaz? Hiçbir bilim adamı, hiçbir imarcı, hiçbir şehir plancı buranın yeşil alandan çıkarılmasına evet demez. Ama Belediyemiz maalesef burayı satmak amacıyla yeşil alandan çıkarıyor. Bu nedenle ben Belediye Meclisi’ne itiraz ettim itiraz reddedildi. Şimdi bana tebligat yapılacak. Onun sonunda olayı yargıya götüreceğim. Ben de rahatlayacağım. En doğru kararı yargı verecektir.  Yargı gerekli incelemeleri, keşifleri, bilirkişi araştırmalarını yapıp bir karara varacaktır. O karara hepimiz razı olmak zorundayız.

Olay yargıya intikal edince bu süreçte satış yapılabilir mi?

Olay yargıya intikal edince Belediye’nin böyle bir satış yapmaması lazım. Çünkü çok açık bir imar ihlali var. Hiç kimse bunun savunusunu yapamaz. Kim bunun savunusunu yapacaksa gelsin oturup konuşalım. En basit kuralı diyor ki, ‘bir alanda yeşil alanı başka bir amaca tahsis edebilmek için mutlaka onu yakınında bir alanı yeşil alan olarak belirlemek lazım.’ Hadi buyurun belirleyin bakalım, var mı yeşil alan? Kocaman binayı diktiniz. Halka ait olan yeri getirdiniz özel sektöre verdiniz koskocaman bir binayı koydunuz. Yeşil alanları bu şekilde ortadan kaldırıyorsunuz. Ben her zaman söylüyorum, Cumhuriyet tarihinde Bilecik’in ilk imar planı yapılırken bu planın bir Fransız şehir plancısı, mimarı gelmiş burada düzenlemiş. Şimdi aşağıdan bakarsanız, Şerifpaşa Camii’nin önünde avcılar kulübünün bulunduğu alanı yeşil alan olarak tespit etmiş. Erfa’nın karşısındaki boşluk alan da yeşil alan. Bunun üstündeki alan yine yeşil alan. Onun üzerindeki şehrin büyük parkı, onun üzerindeki Şehitler Parkı’ndaki bulunan alan. Bu adam bunları tespit etmiş. Biz bunlara tecavüz ede ede bir hal olduk. Caminin oradaki yere getirdiler bina yaptılar. Bunları yapan da Belediyedir. Şahıslar yapsa hadi neyse olur diyeceğiz de bu katliamları Belediyeler yapıyor. Buradaki yerleri görüldüğü gibi bina doldurdular. Şehitler Parkı’nın olduğu yerde Sümerbank binası yapılmıştı. O da yıkıldı şimdi park haline dönüştü. Bundan 80 yıl önce düşünülen bir akıl var. Bakın Cumhuriyet Mahallesi’nde hiç yeşil alan var mı? Bakın İsmetpaşa Mahallesi’ne var mı? Binalaşmış bir alanda yeşil alan bulmak çok zor. Onun için ne yapıp yapıp elimizdekileri muhafaza etmek zorundayız. Ne yapacağız orada, özel sektöre satacağız. Özel sektör de gelip orada dükkân yapacak. Dükkânlar orda var zaten. Belediye artık dükkân yapmaktan ve yaptırmaktan kaçmalıdır. Bu özel sektörün işidir. Ben Belediye olarak kesinlikle dükkân yapmadım. Yapmadık bakın, Dedeoğlu Caddesi ve ona paralel iki cadde onların altına özel sektör geliyor kendi dükkanını yapıyor. İhtiyaç varsa bunu özel sektör karşılayacaktır. Belediye’nin görevi toplumun tümüne hitap eden yararlı işleri yapabilmektir. Yoksa Ahmet’e, Mehmet’e dükkan kazandırmak, yer sahibi ve rant sahibi etmek değildir Belediyenin görevi.

Oranın yıkılması halinde yeniden yapılmasının mümkün olmadığı Meclis gündemine geldi. Alan kişi oraya başka bir şey yapamayacak mı?

İlk satışta  zaten şaşırdılar. İlk satışta yeşil alanı satma kararı verdiler. Adama gülerler. Yeşil alanı bir Belediye satar mı? Satabilir mi, olur mu böyle bir şey? Akıl ve mantık dışıdır. Bundan sonra ikinci toplantıda uyandılar dediler ki, ‘Bu yeşil alan satılmaz. Satılırsa da kimse almaz. O nedenle bunu değiştirelim de ticaret alanı yapalım’ dediler.

Ticaret Alanını yıkabilirler mi? Burayı yıkıp yeniden bina yapabilirler mi?

Yargı aşaması geçtikten sonra yine ticaret alanı olarak kalırsa yaparlar. Bir kandırmacaya geçiyorlar. O da şöyle: ‘Burası sadece iki katlı olacak’ diyorlar. Yeşil alanı, yeşil alandan çıkartıp iki katlı ticaret alanı yapan bir Belediye’nin ben oraya 40 katlı inşaat alan ruhsatı vereceğinden şüphem vardır. Yeşil alanı ticaret alanına dönüştüren bir Belediye orada iki kat ile kalmayacaktır. O katları mutlaka fazlalaştıracaktır. Bu Belediye yapmazsa ondan sonraki Belediye, o da yapmazsa ondan sonraki Belediye oradaki kat adetlerini mutlaka fazlalaştıracaktır. Böylece Kayı Plaza’da olduğu gibi şehrin ortasında bir enkaz ile karşı karşıya kalacağız.”

Editör: TE Bilişim