7 Haziran Seçimleri’nde ilimizden 1 milletvekili çıkarma başarısı gösteren Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2’inci sıra adayı Çağatay Karaahmet, seçimlerle ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. 2’nci sıra adayı olmasına rağmen partisinin hemen her çalışmasına katılan ve her kesimin takdirini kazanan Karaahmet, başarının sırrını partideki kenetlenmeye ve önseçime bağladı.  Önseçimden 2’nci sıra çıkması sonrası bir saniye bile istifa etmeyi düşünmediğini söyleyen Karaahmet, “Ben partimin bir neferiyim” dedi ve bundan sonra da partinin kendisine vereceği tüm görevlere hazır olduğunu söyledi. Karaahmet, pek çok kişinin merak ettiği, önümüzdeki yerel seçimlerde Belediye Başkanlığı adaylığını düşünüp düşünmediği sorusuna ise, “Henüz bunun için çok erken” cevabını verdi.

         Çağatay Bey, 7 Haziran seçimlerinde partiniz büyük bir başarı elde etti ve 1 milletvekili çıkardı. Öncelikle seçimle ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

         “7 Haziran seçimlerini geride bıraktık. Partimizin Bilecik'te 2011'de yitirmiş olduğu milletvekilliğini geri aldık ve bir milletvekili çıkardık. Oylarımızda artış görüldü. Çok mutluluk verici bir olay. Ben bundan dolayı çok mutluyum. Şuna inanıyorum, partinin bu dönemde 2015 seçimlerine hazırlanması, mutfağın çok sağlam olması, seçimlerden önce bir ön seçimin yapılması, yine aynı şekilde partinin iktidara susamış olması, partinin dört yıldır milletvekilinin olmaması, diğer siyasi partilerin adaylarını belirlemedeki tercihleri, hepsi bizim bu başarımıza etken oldu. Aynı zamanda şunu söylemek lazım, Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüm örgütlerine şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Seçim yarışlarının galibi aslında örgütlerdir. Biz geleneksel bir kültürden geliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi geleneğinden, ocağından geliyoruz. Dolayısıyla seçimlerde başarı örgütündür. Örgütçü kimliğimizle söylüyorum, örgüt olmadan kimse bir yere gelemez. Dolayısıyla bu örgüte ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı olarak tekrardan teşekkürlerimi sunuyorum. Bu başarıyı elbette bu örgüte armağan ediyoruz.”

         Cumhuriyet Halk Partisi’nin başarısında, parti içi ön seçimin etkisi olduğu fikrine katılıyor musunuz?

         “Elbette katılıyorum. Çünkü ön seçim, seçimlerden önce partiye bir hava ve dinamizm getirir. Biz bu yarışa diğer siyasi partilerden önce başladık. Yani diğer siyasi partiler aday belirleme sürecindeyken biz zaten seçim atmosferine girdik. Burada aslını sorarsanız bence partinin bir acemiliği idi bu ön seçim. İlerleyen dönemlerde daha sağlıklı yapılacağına inanıyorum. Zira yıllardır bu partinin üyesi ön seçime uzak, ön seçimin ne olduğunu bilmiyor. Benim görüştüğüm partiler arasında “Ben zaten CHP'ye oy veriyorum” diyen partilimiz bile vardı. Ama bu bir acemilikti. Yani bundan sonra daha sağlıklı olacağını, partiye daha ciddi dinamizm kazandıracağını düşünüyorum ön seçimin. 4 aday adayı yarıştık. Bu 4 aday adayı da elinden geldiğince ön seçimi layıkıyla çıkartmaya çalıştı. Kısmet, daha çok çalışan veya daha çok tanınan diyelim, Yaşar Bey'e nasip oldu ve birinci sıradan çıktı. Tabii bunların hepsi bizim için siyasette birer tecrübe. Biz de öğrendik. Nasıl olacak, nasıl çalışılacak... Ama bu noktada ben, başarı etmenlerinden birinin de ön seçim olduğunu düşünüyorum. Başlı başına demesek de, ön seçimin büyük etkisi olduğunu düşünüyorum.”

         Önseçimden 2’nci sıra çıktığınızda adaylıktan çekilmeyi düşündünüz mü?

         “Asla düşünmedim. Ben bu partinin ocağından yetiştim. Benim çocukluğum partiyle geçti. Rahmetli babam il başkanıydı 77-78 seçimlerinde. Gençlik kollarında çalıştım. İlçe yöneticiliği, ilçe başkanlığı, il yöneticiliği, il başkanlığı yaptım. Partinin mahalle delegeliğinden büyük kurultay delegeliğine kadar bu partinin her safhasında düz üyelik, mahalle delegeliği, ilçe ve il delegeliği, yöneticiliklere kadar her kademesinde görev aldım. Şu an hala büyük kurultay delegesiyim. Dolayısıyla bu ocaktan gelen bir insan asla ama asla böyle bir şey düşünemez. Düşünmedim, aklımın ucundan bile geçmedi. Bilakis, bunu ön seçimde de arkadaşlarıma ilettim. Ben partinin bana verdiği tüm görevleri genel seçim sırasında yerine getirmeye çalıştım. Sonuç itibariyle ilçe başkanlarımız ve il başkanımızın yapılan çalışmalarda program dahilinde davet ettikleri her etkinliğe, bunun haricinde davet edilmediğim ama haberimin olan bütün etkinliklere, propaganda çalışmalarına gitmeye çalıştım. Bunun haricinde kendim de bir program yapıp Yaşar Bey'den ayrı seçim çalışması yürüttüm. Ki Yaşar Bey’le bölüştük yapacağımız çalışmaları. Örneğin o Bozüyük'teyken ben Osmaneli'de, o Osmaneli'deyken ben Yenipazar'da, bağımsız çalışmaları ilçe başkanlarımızla ve il başkanımızla beraber sergiledim. Kişiler, koltuklar, il başkanlıkları, delegelikler, milletvekillikleri, belediye başkanlıkları gelir geçer. Kalıcı olan kurumsal kimliktir. Başından beri, il başkanı olduğumdan beri aynı şeyi söylüyorum, önemli olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliğinin yaşatılması, ilkelerinin yaşatılması ve iktidar olmasıdır. Ben bunun için çalıştım. Dolayısıyla eğer katkı koyabildiysem, ki buna inanıyorum, ne mutlu bana.”

         Seçim çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

         “Seçim çalışmalarına dediğim gibi çok erken başladık. Benim için öncelikle ön seçimde il başkanlığı yapmama rağmen ulaşamadığım pek çok üyelerimiz var. Özellikle Bozüyük'teki üyelerimize ulaştım. Bozüyük'te çok olumlu tepkiler alıyorum kişiliğime, kimliğime yönelik. Özellikle ön seçimdeki duruşum ve ondan sonra genel seçimdeki duruşum takdir topladı. Ama şuna inanın ben bunu takdir toplamak için yapmadım. Elbette bu çalışmalar ön seçimle başladığı için çok yorucu oldu. Ama bizim hakikaten, özellikle Bozüyük seçmenine karşı, Bozüyük'teki partililerimize karşı sempati oluşturduğumuzu düşünüyorum. Yine diğer ilçelerdeki ön seçim çalışmalarımızdan gelen özellikle köylerdeki çalışmalarımızın buna etki gösterdiğine inanıyorum. Kaldı ki benim çalışmalarım zaten il başkanlığı dönemimde başlamıştı. Yani ben il başkanlığımın son 3 veya 4 ayında Bilecik'teki yaklaşık toplam 250 küsur köyün 125-130 tanesini gezdim. Bizzat ben gezdim partimin minibüsüyle, sonra kendim minibüs kiraladım. Ama bizzat il başkanı sıfatıyla bu köylerdeki yılgınlığı öğrenmeye çalıştım. Bu köylerde açık açık seçmene şunu sordum; "Neden Cumhuriyet Halk Partisi oy alamıyor, bizim kabahatimiz ne, kurumuz ne?” Dedim ki; "Hiçbir il başkanı gelip size bunu sormaz. Hiçbir siyasi benim yoğurdum kara demez”. Ama ben gittim, “Bizim yoğurdumuz niye kara, niye bize oy vermiyorsunuz?” diye sordum. Böyle 120-130 köylük, Bilecik'in köylerinin yarısını biz bitirmiştik il yönetimi olarak, il başkanı olarak ben bitirmiştim. Bu çalışmanın da etkili olduğunu düşünüyorum. Benim çalışmam bu şekilde başladı.

         Ondan sonra da dediğim gibi gerek esnaf ziyareti, gerek daire ziyaretlerinde, gerek ev ziyaretlerinde, gerek sivil toplum örgütü ziyaretlerinde ilçe başkanlarımızın ve il başkanımızın davet ettiği ve haberimin olduğu her toplantıya gittim. Yapılan bütün mitinglere katılmaya çalıştım. Bunun haricinde de diğer adayımız Sayın Tüzün ile ayrı ayrı program yapıp, ki bir adayın her yere yetişmesi mümkün değil, yaptığımız programları da uyguladık. Bu manada bizim ilkeli ve kurumsal yapıya saygı duyup hep beraber bir eyleme kalktığımızda başarılı olduğumuzu bu seçimlerin sonucu gösterdi. Ama bu aynı olayı, aynı çalışmayı, aynı ekip ruhunu ve aynı partizanlığı, particiliği cumhurbaşkanlığı seçiminde uygulasaydık, belediye seçimlerinde uygulasaydık aynı başarıyı yine alacaktık. Ben buna inanıyorum. Bir kenetlenme olduğu zaman arkası geliyor. Bana göre Bilecik aslında sağ tandanslı bir memleket değil. Eğer halka kendinizi anlatırsanız, anlatmakta eksik kalmazsanız, önce kendinize sonra halka inanacaksınız, başarı gelir.

         Şunu burada açıklıkla zikretmek istiyorum, her seçim bir önce yapılan seçimin ardılı, bir sonra yapılan seçimin öncülüdür. Dolayısıyla bir siyasi yapının her seçimde başarılı olma mecburiyeti vardır. Biz eğer 2014 yerel seçimlerinden başarıyla çıksaydık, 2015 genel seçimlerinde bu kadar zorlanmazdık veya şu anda oyumuz 2'ye katlanmış olurdu. Şimdi 2015'te elde ettiğimiz bu başarıyı koruyup bunu 2'ye katlayarak önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak her seçimde aldığımızı iade etmememiz gerekiyor. Yani biz şu anda 2014'ün ardılını yaşadık ama bundan sonra gelecek seçimin öncülünü de yaşadık. Şimdi bu öncülün bizim yol haritamız olması gerekiyor. Aynı kenetlenmeyi bundan sonraki her seçimde yaşamamız gerekiyor diye düşünüyorum.”

         Çağatay Karaahmet’in bundan sonraki siyasi hedefleri nelerdir?

         “Ben 2011 yılında seçimlerden önce il başkanımızın istifa etmesiyle il yönetimi arasında yapılan seçimde il başkanlığına getirildim, seçildim. Sonra 2011 genel seçimlerini geçirdim il başkanı sıfatıyla. 2012 yılında ilk kez partimizde birden fazla adaylı il başkanlığı yarışı yapıldı. O seçimi geçirdim. 2014'te yerel seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini geçirdim. 2015'te hem ön seçim (ilk kez) ve ondan sonra da genel seçimi geçirdim. Yani ben 3 yılda partide yaptığım görev dolayısıyla tam 6 tane seçim geçirdim. Yani buna baktığınız zaman 6 ayda bir seçim geçirmişiz. Elbette bu çok yorucu oldu. Yani bu hem serbest olarak çalışıyorum hem iş anlamında hem maneviyat anlamında hem bedensel yorgunluk anlamında ciddi şekilde beni yordu. İnanır mısınız il başkanlığı çok ağır bir şey aslında. Bu görevde olan bütün arkadaşlarıma sabır ve başarı diliyorum. Ben 3 yıllık il başkanlığı dönemimde rahmetli babamın kabrine bir kez gidemedim, ki biz 6 tane de bayram geçirdik parti çalışmalarından dolayı. Sabah resmi bayramlaşma, çıkar çıkmaz köy, kent, örgüt bayramlaşmaları. Gidemedim. Çok fazla kendime vakit ayıramadım. Bundan sonrası için ben bu partinin neferiyim. Partinin vereceği her göreve hazırım. Bu konuda kimsenin kaygısı olmasın. Tıpkı genel seçimlerde de sarf ettiğimiz emek gibi. Şu anda 'ben bundan sonraki dönemde buraya adayım, şuraya adayım' diye bir şey zikretmek istemiyorum. Zaten öyle bir şey şu anda aklımda yok. Ama dediğim gibi bu partide her türlü görev almaya, verilen görevleri yapmaya hazırım.”

         Bir sonraki yerel seçimlerde Çağatay Karaahmet’i Bilecik Belediye Başkanı adayı olarak görebilir miyiz?

         “Şu anda bunu söylemek için çok erken. Ama dediğim gibi ben partimin bana layık gördüğü tüm görevlere hazırım. Ben Cumhuriyet Halk Partiliyim. İleriki dönem neler getirecek bunu zamanla göreceğiz. Tabi bu arada kendi mesleğimizi de artık biraz daha önemseyeceğiz. Parti yöneticisi olmak kolay bir şey değil. Özellikle il başkanlığı çok meşakkatli bir iş. İş anlamında direkt tepki alıyorsunuz. Türkiye'nin geçirdiği 13 yıllık kaos döneminde, yandaşsan bir şekilde kalkınabiliyorsun, yandaş değilsen bütün kanallarını kapatıyorlar. Dolayısıyla biz yandaş olamadığımız, bilakis muhalefet partisinin il başkanı olduğumuz için bunun zararını da ticari anlamda gördük. Ama bunlar tabii özel meselelerdir. Şunu da söyleyeyim, hiç yüksünmedim. Parti için yaptığım hiçbir çalışmadan, hiçbir harcamadan, verdiğim hiçbir emekten şikayetçi olmadım. Dediğim gibi önemli olan Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Tutturduğumuz yolda özellikle ilçelerde çok ciddi ilgi görüyorum. Yaptıklarımı değerlendirebilen insan sayısı oldukça fazla. Bu beni çok mutlu ediyor.”

         Seçim döneminde halktan aldığınız tepkiler nasıldı?

         “Siyasetin temel amacı insandır. İnsana hizmettir. Bu düşüncedeyim. Halka hizmet bir şekilde Hakk'a hizmettir aslını sorarsanız. Ben şöyle tepkiler alıyorum; hiç karşılaşmadığım, tanımadığım insanlar yolda elimi sıkıp sarılıyorlar, “Bundan sonra senin hakkın” diyorlar. Bozüyük'te mitinglerden sonra, yaptığım konuşmalardan sonra yurttaşın, partilinin, halkın arasına indiğim zaman çok ciddi güzel tepkiler aldım. Bunlar da beni çok mutlu etti. Boynuma sarılanlar, elimi sıkanlar, sarılıp öpenler, konuşmalarımı, söylemlerimi beğenenler, kürsüye çıktığım zaman “vur” diye bağıranlar... Bu aslında insanın bütün yorgunluğu alıyor. Dolayısıyla, basit gibi gözükebilir ama beni çok mutlu eden unsurlar bunlar. Seçimden sonra bir çok kişi “Bir dahaki sefere sen” dediler. Tabii biz bunlarla mutlu oluyoruz ama bunları konuşmak için çok erken. Şu anda seçilmiş bir milletvekilimiz var. İşini de layıkıyla yapacağına inanıyorum. Bir tecrübesi var. Ama şunu da söyleyeyim, ben partinin vereceği her türlü göreve bu partinin bir neferi olarak bundan sonraki hayatımda da hazırım. Ama biraz dinlenmek istiyorum.”

         Son olarak, bizim aracılığımızla destekçilerinize ve partililere bir mesajınız var mı?

         “Öncelikle aldığım görevler sırasında insanları kırmış olabilirim, elbette o görevin stresi veya ters bir şeylerden ötürü tartışmış olabiliriz. Ama şu herkesin aklına kazınsın ki ben bugüne kadar partinin çıkarı olmayan hiçbir işte olmadım. Önce kurumsal yapıya saygı duydum. Kendi adımı bile ikinci plana ittim. Dolayısıyla önemli olan Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Bunun için çalıştım. Bu süreç içerisinde bu parti menfaatleri sebebiyle kırmış olabileceğim insanlar vardır. Bunlardan helallik istiyorum. Yine aynı şekilde bu örgütsel yapının gösterdiği başarıdan ötürü bu örgüte teşekkür ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Bilecik il örgütüne teşekkür ediyorum. Elbette hazırlanan projeler Türkiye'de ilk kez halktan yana konulan tavır elbette genel merkezde bu projeleri hazırlayanlara teşekkür ediyorum. Tabii kazanan Yaşar Tüzün Bey'e başarılar diliyorum. Bu süreçte, il başkanlığı sürecinde ve adaylık sürecinde beni yalnız bırakmayan aileme, kardeşlerime ve anneme özellikle teşekkür ediyorum. Benimle beraber hareket eden ön seçim sürecinde özellikle tüm arkadaşlarıma buradan şükranlarımı sunuyorum. Siyaset çok uzun soluklu bir yarış. Siyaset Türkiye bu durumdayken, bir kaos içindeyken bizim pes etme, geri çekilme gibi bir durumumuz söz konusu değil. Bu AKP iktidarının veya AKP'nin tamamen Türkiye'den, ki bundan konjonktürel partilerdir, elini çekene kadar, sıfırlanana kadar veyahut da AKP'nin yıprattığı kurumların tekrardan gün ışığına çıkartılıp temizlenene kadar ben bu mücadelede varım. Ama birazcık dinleneceğiz. Buradan herkese teşekkür ediyorum.”

Editör: TE Bilişim