13 yıllık gazetecilik hayatımda birçok habere ve köşe yazısına imza attım bir çoğunun da oldukça ses getirdiğine eminim. Yazdığım haberlerin bazılarını sevindirirken, bazılarını da üzdüğünü biliyorum. Beni sevenler kadar sevmeyenlerimin de olduğunu biliyorum ama sevmeyenlerin olması bu mesleği iyi yapıyorum anlamı taşır herkes sevseydi demek ki ben bu mesleği başarılı yapamıyorum demektir. Gerçi halen gazeteci adayıyız tam anlamı ile gazeteci olduk diyemeyiz. Eline fotoğraf makinesini alan üç gün sonra gazeteciyim diye ortada gezerken biz adabımızla bu ilde mesleğimizi icra etmeye çalışıyoruz.

            Ben kimseye saygısızlık etmemeye özen gösteririm. Benden büyük meslektaşım olduğunda bu durum daha da hassas olur benim için fakat kimseye de kendimi ezdirmeyeceğimi cümle alem bilsin. Sakın beni bazı gazeteciler veya gazete sahipleri ile karıştırmayınız. Biz bu ilde 51 yıldır gündemi aydınlatan, kamuoyu yararını gözeterek haberlerde çizgimizden ödün vermedik. Son 13 yıldır da aldığımız çizgiyi gazetemizde Genel Yayın Yönetmeni olarak yapma gayreti içerisindeyim. Yeri zamanı geldiğin de herkese gereken cevabım vardır, çiğ yemedim karnım ağrısın haberlerimin de aslan gibi arkasında durmasını bilirim, yanlış yazarsam da özür dilemesini düzeltmesini de bilirim ama beni bilen bilir belgesine ulaşmadan, kaynağını doğrulamadan kolay kolay haberi yapmam.

            Gelelim aslan yürekli İl Genel Meclis Başkanı Oğuz Sertler ile Sakarya Gazetesi'ni davalık yapan "yalancı polemiğine." Sakarya Gazetesi sahibi Şadi abi yazdığımız bu haberi hedef alarak kaleme aldığı köşe yazısında haberi yapanın bilgi sahibi olması gerektiğini  belirterek bizi haberi geç yaptığımız için uyanmaya davet ediyor ve dinimizde aslan etinin yenmeyeceğini hatırlatıyor. 

            "Yalancı Sakarya Gazetesi'nin yalancı sahibi" diyerek benim de beklemediğim bir çıkış yapan İl Genel Meclis Başkanı Oğuz Sertler'in bu cesaretli çıkışı benim açımdan da şaşırtıcı bulundu. Her babayiğidin böyle çıkış yapmasını mecazi anlamda kullanarak "aslan yüreği mi yedi" başlığı kullandım, yoksa bizde insanların aslan yemeyeceğini biliyoruz, o kadar dinsiz de değiliz, cahilde. Dinimizde de uygun olmadığını bilecek kadar dinimiz bütün elhamdülillah fakat bu bakış açısı ve dağarcık meselesi.

            Diğer yandan bizi "günaydın" diyerek uyandıran bu abimize aslında ben "günaydın" demek istiyorum. Haberime bakarsanız ben size söylenen yalancı tartışmasını değil sizin bu tartışmanızdan dolayı mahkemelik olduğunuzu kaleme aldım. Siz Nisan ayı İl Genel Meclis toplantısında geçen bu tartışmayı aylar sonra hukuki zemine taşıyarak Eylül ayında Oğuz Sertler hakkında suç duyurusunda bulunmadınız  mı? Biz siz ve İl Genel Meclis Başkanı ile davalık olduğunuz haberini yazarak yaşanan tartışmaya değindik. Yani Nisan ayı İl Genel Meclis toplantısındaki olayı aylar sonra yazmadık, davalık olduğunuzu yazdık. Asıl size günaydın.

            Biz Nisan ayında da bu tartışmayı haber yapmayı bilirdik ama adına meslek dayanışması mı denir, başka birşey mi denir ne derseniz deyin bir konuda sizi hedef göstermek, zor durumda bırakmak istemediğimiz gibi İl Genel Meclis Başkanı ile aranızdaki polemiğe müdahil olmak da istemedik.

            Ama adabımızı da biliriz, bozmasını da ta ki okuduğunu anlamayacak kadar etrafta gazeteciler dolaşırsa onlara da diyecek iki kelime lafımız da olur. Örneğin, Belediye Başkanı ile çıkan haberi yapan gerçek kaynağı haberi yapan resmi ajansa hiç değinmeden sanki haberi Yarın Gazetesi yazmış gibi koskoca resmi ANKA Haber Ajansı'ndan hiç bahsetmeden hedef gösterme gayreti içerisine girmeniz ve boy boy bu şekilde haber yapmanız.

            Örneğin, Başkanın ağzından Yarın Gazetesi kelimesi bile geçmeden bizi hedef gösterme gayreti içerindeki haberleriniz, sizin talimatınız mıdır bilmem, muhabirinizin bile ilimize gelen AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısına direkt bu haberi biz yazmışız gibi ANKA Haber Ajansı'ndan hiç bahsetmeden "Yarın Gazetesi böyle bir haber yaptı" şeklinde soru sorması da oldukça manidar. Asıl bence sizlerin haberi yapmadan veya soru sormadan bilgi sahibi olması ve gerçeği tam olarak okuması gerekir.

            Diğer yandan İl Genel Meclis Başkanı Oğuz Sertler'in AK Partili olduğunu yazmak yanlışmış öyle bir makam yokmuş  sonuçta Meclis Başkanı ve AK Parti'den seçilmiş bir İl Genel Meclis üyesi öyle yada böyle sonuçta seçimle kazandı.

            Demokrasi denen birşey var gerçi bu sıralarda ülkemizde demokrasi diye birşey kaldı mı o da düşünülür oldu. Demokrasiye saygı da kalmadı. Hani "hainlikle" suçladığınız Oğuz Sertler, partiden ihraç edilmişti günlerce yazıp çizdiniz adam halen AK Partili İl Genel Meclis üyesi ve İl Genel Meclis Başkanı olarak görevinde duruyor. Hatta AK Parti grubu adına AK Parti İl Genel Meclis Üyesi Serkan Yıldırım, grupları adına Oğuz Sertler'i 2017 yılı Denetim Komisyonu’na önerdi iyi hatırlayınız. O kadar yazıp çizmenize rağmen ihraç ettirmeye gücünüz yetmedi mi, dinlemediler mi yoksa sizi AK Parti'nin yetkili mercileri uykularınızı kaçırmıştır eminim. İnsanları hainlikle suçlayacağınıza 14 sayfaya çıkarken ilimizde çıkan 2 gazeteyi arkadan nasıl vurduğunuzu ortaya koyarak bence onun vicdan muhasebesini yapın siz önce.

            Gelelim kazın ayağına... Siz, Bam Teli programında "Sakarya Gazetesi olarak İl Genel Meclis Özel İdare'ye tek bir işimiz yok" diye sunum yapıyorsunuz, "ortada usulsüz bir işim yok" demiyorsunuz. Oğuz Sertler, Meclis üyeleri önünde bastığınız işlerin faturalarını basının önünde herkesle paylaşınca şimdide diyorsunuz ki "haksız usulsüz bir işimiz yok" demek istedik diyorsunuz isterseniz yaptığınız programın görüntüsünü yeniden izleyin bence sonrada çevirin kazı yanmasın.

            NOT: Dedim ya kimseye saygısızlık etmek istemem ama kimseye de kendimi ezdirmem herkese de gereken cevabım vardır. Bundan sonra da olacaktır. Çiğ yemedim karnım ağrısın, her zaman bende Pandora kutumun içinde bir şeyler saklıdır, zamanını beklemesini iyi bilirim. Tüm seven ve sevmeyen okuyucularıma saygılarımla...

Editör: TE Bilişim