Cafer Elmas
Türkiye'nin en hızlı büyüyen iş kollarının başında gelen mermer sektöründe artık tehlike çanları çalmaya başladı. Bilecik'in mermer sektöründe ülke genelinde önemli iller arasında yeralmasının yanısıra mermer firmalarının bulunduğu ilimizde sanayicileri olumlu bir süreç beklemiyor.    
Bunun nedeni ise ülkemizde son 10 yılda hormonlu bir büyüme yaşayan sektörde, geçtiğimiz 1 yıllık sürede sektörün kurallarını artık neredeyse Çinli firmaların belirliyor oluşu. Bu durum ise ülke genelindeki mermercileri çok ciddi sıkıntıya sokacak gibi görünüyor.
Özellikle taşı mermer olan Bilecik'in yanısıra birçok mermer ocağının bulunduğu illerde mermercilerin bu durum karşısında ne yapacağı belirsizliğini, korurken, hükümetin ise gerekli önemleri almaması işin düşündürücü boyutu.
Dünya ekonomisinin artık bir numarası olan Çin'de hükümetin Türkiyeden mermer ocağı satın alınması için önemli ölçüde kredi veriyor olması, ülkemizde mermercilere sıkıntılı günler yaşatıyor.
Mermer ocaklarını satın alarak özellikle blok mermerin işlenmeden ihraç edilmesi noktasında adeta arı gibi çalışan Çinlilerin 2015 yılı içerisinde sektörün önemli bir bölümünü ele geçirmesi bekleniyor. 
Bilindiği gibi 2004 yılında dünyanın pek çok ülkesiyle birlikte Türkiye'de de maden yasası değiştirildi. Yasadaki en köklü değişiklikler ise önceki yasada yer alan korumacı maddelerde oldu. Su kaynakları, ormanlar, tarım alanları ve kültür mirası üzerinde yer alan koruma şemsiyesi yeni düzenlemede madencilik lehine değiştirildi. Ardından madencilik furyasında ortaya çıkan rakamlar ise yaşam alanları adına ürkütücü boyutlara ulaştı. Arama ve işletme adıyla verilen bu ruhsatların kapsadığı alanın toplamı ise ülke coğrafyasının neredeyse üçte birini oluşturuyor. Ancak 10 yılda büyüme yaşayan sektörün ihracata bağımlı olması ise şimdilerde dengeleri sektör aleyhine önemli derecede değiştirmeye başladı. 
Çin hükümetinin kendi firmalarını Türkiyeden mermer ocağı satın almaları konusunda kredi vererek teşvik etmesi, Çinli yatırımcıların da kendi parasını kullanmak yerine devletin verdiği krediyi kullanarak blok taş alacaklarına ülkemizdeki mermer ocaklarını satın almaları özellikle taşı mermer olan Bilecik'te mermer ocağı sahiplerini ciddi sıkıntıya sokacak. Çinli firmaların bu büyük oyununda gözlerini Bilecik'teki firmalara da dikmeleri Bilecik'te sektörün önde gelen temsilcilerinin biran önce ciddi tedbirler almasını gündeme getirdi.
En büyük alıcı olan Çin sektörde böylesine bir vurgun yaparken, Türk hükümetinin aldığı katsayıları arttırma kararı da mermercilere vurulan ayrı bir darbe olarak görünüyor.
Sadece son 1 yılda Akdeniz Bölgesi'nde 100'den fazla mermer ocağı sektörün en büyük alıcısı olan Çin'in eline geçerken, bu krizin nasıl aşılaşacağı ise merak konusu. Bilecikte irili ufaklı birçok mermer ocağı ve fabrika bulunurken, Çinlilerin ilimizde de satın alacağı ocaklarla ilin önde gelen ve ayakta kalmak için ihracata ihtiyacı olan sektör temsilcilerine önemli sıkıntılar yaşatacağa benziyor.
Çinli yatırımcıların birçoğu bilindiği gibi Bilecik mermer sektöründen çekildi. Bunun en önemli sebebi de ocak satın alarak Çinli müşterileri kendi ocaklarına yönlendirmeleri. 
Bilecik ülkemizin en önemli mermer yataklarının sahibi konumunda. Türkiye'nin yanı sıra Bilecik ekonomisinin de bel kemiği olan mermer sektörü, her yıl ilimizde vergi rekortmenlerini çıkartıyor. Mermer sektöründe en büyük alıcı konumundaki Çin'e ihracat yapan ve Çinli iş adamları ile alışverişte bulunan Bilecikli mermerciler, Çinli yatırımcıların sektörden çekilmesi ve ocakları satın alarak Çinli müşterileri bu ocaklara yönlendirmeleri ülkemizdeki sektörü acımasızca nasıl yönlendirdiklerini de ortaya koyuyor. Çin hükümetinin ülkedeki Çinli firmalara sağladığı bu avantajların, ülkemizdeki mermercileri krize sokmamak adına Türk hükümeti tarafından biran önce yasal düzenlemeler ile bertaraf edilmesi gerekiyor. 

"Çin hükümeti kredileri yalnızca Türkiye'de ocağı olan yada bir ocağa ortak olan yatırımcılara veriyor"
Bilecikli mermer sektörü temsilcilerinin yanısıra diğer mermer ocağı bulunan illerimizdeki mermercileri kara kara düşündüren ise Çin hükümetinin aldığı karar. Bu karar ile Çinli mermercilerin kredileri kısıtlandı. Artık yabancı ülkede mermer sektörüne yatırım yapacaklara kredi verilmiyor. Çin hükümeti kredileri yalnızca Türkiyede ocağı olan yada bir ocağa ortak olan yatırımcılara veriyor.
Bütün mermer üreticisi ülkeler için kıskanılacak bir seviyede olan Türkiye, Çin'e mermer ihracatı yapan ülkeler arasında da ilk sırada yer alıyor. İMMİB rakamlarına göre blok mermer ihracatının en çok yapıldığı ülke olan Çin, 978,80 milyon dolarla bir önceki yıla göre %25,94 artış göstererek il sıradaki yerini korudu. Türkiye'den blok mermer ihracatı sadece Çin'e yapılmaktayken, Çin, dünyanın her yerinden mermer olarak blok satın alıyor. Çin'e bütün dünyadan yapılan mermer ihra-catının %98,5'ini blok mermer oluşturuyor.
Çin hükümeti tarafından atılan doğru adımlarla sektör her yönden desteklenirken özellikle taşımacılığın dezavantajları hafifletildi. Deniz taşımacılığında 10.000 – 20.000 konteyner taşıyan ve 30 deniz mili yol alacak hıza sahip dev gemiler 'mainshipler' üretiliyor. Bu yeni nesil gemiler 45 gün süren uzun Çin yolculukları 15 gün civarına indiriyor. Kısacası Çin, ülkemizde sektörde her geçen gün rekabet gücünü artırıyor ve kuralları da belirlemeye başlıyor.

"Çine karşılık ülkemizde sektörde sermaye gücü ve devlet desteği az. Birçok firma durma noktasında" 
Bizde ise, yüksek enerji maliyetleri, taşıma ve akaryakıt fiyatları, artan maliyetler ile birlikte bürokratik engeller de yerli mermer sektörünü zorlamaya devam ediyor. Sermaye gücü ve Devlet desteği az olan sektörde, birçok firma durma noktasına gelmiş durumda.  
Tüm bu zorlukların yanında Çin'den gelen kötü haber sektörü zor günlerin beklediğinin habercisi oldu. Çin Hükümetinin aldığı karar ile Çin'deki mermercilere krediler kısıtlandı. Hükümetin kredileri artık sadece yabancı ülkede mermer sektörüne yatırım yapanlara vereceği yönünde duyumlar alındı. Bu durumda bir Çinli firmanın kredi alabilmesi için yatırım yapacağı ülkede ocak sahibi ocağa ortak olması ya da fabrikası olması gerekiyor.
Bu durum tüm Türkiye'de olduğu gibi Bilecikte de etkisini göstermeye başladı. Bilecik ekonomisinin bel kemiği olan ve vergi rekortmenlerinin ilk sıralarında yer alan Çin'e ihracat yapan ve Çinli iş adamları ile alışverişte bulunan Bilecik mermercilerini tehlikeli günler bekliyor. Bazı mermer ocaklarının ise yakın bir zaman diliminde iflasın eşiğine geleceği belirtiliyor.

“Çinliler mermer sektörünü ele geçiriyor”
Çinli mermercilerin birçoğu Devletinden kredi alamadığı ve ocak sahibi vatandaşları ile rekabet edemediği için Türkiye piyasasından çekilmiş durumda. Bunun yarattığı durgunluğun en fazla hissedildiği yerlerin başında ekonomisi mermere bağlı olan Bilecik bölgesi geliyor. Bugün itibariyle İlimizde ocak sahibi veya ortak olarak çalışan Çinli firma sayısı 10 civarında.  
Burdur, Antalya ve Isparta'da faaliyet gösteren 100'e yakın mermer ocağının ise Çinli şirketlerin eline geçtiği belirtiliyor. Parası olan Çinliler sektörü ele geçirmeye başladı.
Bu durum böyle giderse önümüzdeki senelerde Türkiye mermer sektörü, yoğun tonaj hareketli, düşük cirolu günlere doğru gideceğe benziyor. Dünyada yoğun bir rekabet ortamı varken gerek maliyetlerini düşürmek için, gerekse hiçbir yabancı firma karını yabancı bir ülkede bırakmak istemeyeceği için bu durum gerçekleşebilir. Çin'in Bilecik mermerinden çekilmesi Bilecikli mermercileri zor durumda bırakacağı aşikar gözüküyor. 
Bilindiği gibi geçti-ğimiz aylarda sektörde yaşanan bu tehlike karşısında Bilecik Mermer ve Granit Sanayicileri Derneği toplantı düzenleyerek Çin'i masaya yatırmıştı.
Dernek Başkanı Turgut Özen, toplantıda çok çarpıcı bilgileri katılımcılar ile paylaşırken, ilginç bir benzetmede yaparak mermercilik sektöründe hayatı boyunca hiç bu kadar tsunamiye rast geldiğini de görmediğini belirterek, "Türkiye'deki mermer sektörünün en kritik günlerinden geçiyoruz hem hammadde ayağımızda ihracatında hem de işlenmiş mermerde zor günler şu an belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Gerçekten ben bu konuda çok muzdaripim şah-sım bu sektöre çok emek vermiş gönül vermiş ama bugüne kadar sektörün hiç bu kadar tsunamiye rast geldiğini hayatım boyunca görmedim" görüşlerine yer vermişti.
Özen, 1994-95-99-2001-2007-2008 krizlerini bu ülkede teğet geçerek gördüklerin fakat sektörün bu olaylardan da etkilenmediğini belirterek, şu an içerisinde bulundukları dönemin ise çok ilginç bir boyut kazandığını belirtmiş, "Gerçekten biz zor günlerden geçiyoruz, bu Türkiye açısından çok önemli bir nokta. Benim şahsi görüşüm sektörümüzde büyük kayıplar başlayacak. Bu konuda buradaki istişare toplantımızda ne gibi tedbirler, önlemler alabiliriz, blok satış ihracatımız şu an çok düşüşte. Bu açıda Çinlilerin Türkiye'deki hammadde ocaklarına olan rağbeti ve buralardaki yatırımları daha da etkileyecek gibi gözüküyor. Bunlara ne gibi tedbirler alabiliriz. Devletimizi, hükümetimizi bu konuda nasıl uyandırabiliriz, ne gibi önerilerle onlara gidip sektörümüze çare bulabiliriz? Bu toplantıda ortak bir kararla bu sesimizi Ankara'ya kadar duyurmak zorundayız. Yoksa sektörün geleceği benim işim iyi benim işim düzgün diyen insanları bile sonunda zor duruma sokabilir. 
Benim şahsi fikrim birinci ayağımız hammadde ayağı, hammadde olmazsa fabrika olmaz, fabrika olmasa da kesilmiş işlenmiş ürün dünya pazarına pazarlanmaz.
Çinlilerin Türkiyedeki ocak alımlarının önüne geçmeliyiz. Ortak açıklamalarımızı da Ankara'ya duyurmamız lazım. Biz nasıl Suudi Arabistan'da petrol kuyusu açamıyoruz, Çinlilerin de gelip bu ülkede ocak açmasının önüne geçilmeli ve buradaki istihdamı alıp kendi ülkelerine götürüp oradaki istihdamı yaratmaları gelecek açısından Türkiye'nin çok zor günler beklediğinin göstergesi. Hammadde rezervlerinin %50'si kadar Türkiye-de işlenmiş olarak kendi ülkelerine  götürmelerinin şartını getirmemiz lazım veya  bizim yerli üreticiye destek verilsin" görüşlerini paylaşmıştı.
Diğer taraftan sektörde yaşanan olumlu bir gelişme ise 21. Marble Fuarı'nda dünyanın lider üreticileri ile Türk mermer sektörünün biraraya gelmesiyle Mermer ihracatında Çin ve Hindistan'ın gerilediğinin, ABD'nin ise yeniden liderliğe aday olmasının göze çarpması oldu.
Çin'de satın alma potansiyelinin daralması neticesinde son fuarlarda katılımcı memnuniyetinin yüzde 75-80'lerde kaldığı ancak İzmir'de bu oranın yüzde 80-85'lere yükseldiğini vurgulanırken, mermer sektörünün gelişimi açısından bu yıldan ziyade 2016 yılından umutlu olunması sonucunun ortaya çıkması oldu. 
Özellikle ABD, Kanada, Avusturalya, Malezya, Singapur, Dubai ve Irak gibi ülkeler Türkiye'yi parlayan bir yıldız olarak görürken fuarlarda Türk mermer sektörü temsilcilerine ulaşmaya çalışmaları, talep ağırlıklı olarak işlenmiş ürün konusunda ihracatın değer olarak artışına önemli katkı sağlayacağı üzerinde duruluyor. 
Türk mermer sektörünün önemli pazarlardan olan Çin ve Hindistanda yaşanılan gerilemeyi bu ülkelerle kapatması mümkün görülürken, özellikle geçmiş dönemlerde ihracatta ilk sıralarda yer alan ABD'de belirgin bir canlanma olduğu da gözlemleniyor.
Geçmiş dönemlerde sektörü en çok bürokrasinin zorladığı ancak günümüzde ilgili makamlardan da sektörün gelişimi yönünde destek alındığı görüşü belirtilirken, mermer sektörü hakkında tüm bilgiler ortak bir platformda değerlendiriliyor. 
Türk mermer sektörü olarak ortak hareket edilmeye başlanırken, artık paydaşların tek pota altında toplanabildiği de önemli bir gelişme olarak gösteriliyor.
Bu olumlu bir gelişme olarak lanse edilsede dünyanın bir numaralı ekonomisi haline gelen Çin'e karşı, sektörü nasıl günlerin beklediği merak edilirken, Türk mermer firmalarının ayakta kalabilmesi için Çinli firmaların önünü kesecek yasal düzenlemelerin ihracata darbe vurmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi bekleniyor.
Editör: TE Bilişim