Hasan Güner
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hacı Dursun Yıldız, Bilecik’te 12 bin civarında faal kovan olduğunu belirterek, “Daha iyisini yapabilmek için çaba sarf etmek gerekir. Yoksa ‘saldım bayıra Mevlam kayıra’ ile bu iş olmuyor. Bilecik, arıcılık için uygun aslında.” dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hacı Dursun Yıldız, Bilecik İli Arı Yetiştiricileri Birliği üyelerine hitap ettiği konuşmasında şunları söyledi:
“İnsan mutlaka yaptığı işi sevmeli ya da sevdiği işi yapmalı. Her şeyin başı budur. Arıcılık ise çok daha hassas, birincisi sevgi, ilgi ve alaka ister. İkincisi ilgi, üçüncüsü de sabır işidir. Eğer sevgisi ilgisi alakası yoksa bir insanın bilgisi yoksa ve sabırlı da değilse arıcılığı yapamaz. Arıcılık çok hassas bir meslektir. Ve çok zevklidir aslında baktığımız zaman. Gerçek anlamda arıların hayatını biz anlayabilsek var ya ilimde bilimde derya oluruz aslında. O kadar enteresandır ki sizlerin birçoğu bunu biliyor, ben bunu sizlerle tekrar paylaşmak istemiyorum ama arılar o kadar muazzam bir iş bölümü yapmışlar ki kendi aralarında, hiçbiri ötekinin işine karışmaz. Ama kendi işlerini, verilen o vazifeyi yaparken de Japonya’daki gibi işini yapmadığı zaman harakiri yapar, yani mesela kovanı koruyan arılar vardır değil mi? Kovana bir tehlike yaklaştığı zaman bu arılar hemen haberini verir, eğer tehlike daha da ileriye gelmiş ve kovanı tehdit eder hale gelmişse hemen saldırır. Arının iğnesini siz bilirsiniz, aynen balık oltası gibidir, soktuğunda geri çıkaramaz onu. Çıkarırken de iğneyle birlikte bütün iç organları orada kalır ve ölür dolayısıyla. Bunu arı bilir, bildiği halde kovanını savunabilmek adına bu saldırısını yapar. Bazı arılar ne yapar; kovanın içerisinde kanat çırparak kovanın havalanmasını sağlar. Bazı arılar da, erkek arılar bildiğiniz gibi sadece bal yerler, asalaktırlar. İyi bir kovanda erkek arı sayısının çok az olması gerekir veya hiç olmaması gerekir. Esas dişi arılar dediğimiz daha doğrusu işçi arıların kovanda daha çok olmasını sağlamak gerekir. Ama bizler o kadar materyalist düşünüyoruz ki, o arının yapmış olduğu balı, ineğin yapmış olduğu sütü, kendi neslini devam ettirmek için aslında bunları yapıyorlar. Ama biz insanoğlu gidip hemen onu sonuna kadar sömürüyoruz. Şimdi kovanlarda baktığınız zaman kışa doğru normalinde kovanlarda o kışı geçirecek bal bırakmak gerekir. Bizler ne yapıyoruz, sonuna kadar kovandaki balı alıyoruz, ondan sonra da kışı o arı ya zayıf geçiriyor ya da arı ölümleri daha fazla oluyor. Yani ne kadar bakarsak o kadar daha bir sonraki sezona daha güçlü girmiş olacak o kovan ve dolayısıyla oğul verecektir, diğer taraftan bal üretimi artacaktır. Ama biz kendimiz bunu bazen engelliyoruz. Kendi aranızdaki konuşmalar çok önemlidir. Ben şu hatayı yaptım, şu sonucu elde ettim gibi, bir. İkincisi geçtiğimiz hafta sosyal yardımlaşma toplantısında ben gündeme getirdim. Dedim ki, ben buraya Hakkari’den gelmiştim. Hakkari’de sosyal yardımlaşmadan 4 bin 500 boş kovan, içi sönmüş, kovanlar ortada ama güzel kovanlar, onları arıyla 5 çıtalı ana arılı 3 oğullu arı ailesiyle doldurduk o zaman. Sosyal yardımlaşmadan bunun katkısını sağladık. Burada da böyle bir şey yapabilir miyiz dediğimde, hemen sosyal yardımlaşma kurulundaki eski kurul üyelerinden bir kısmı, ya müdürüm biz burada yaptık bunu ama kovanları hep söndürdüler dedi. Şimdi sadece bir kursa katılıp da bilgi edinen bir insan arıcılığı yapamaz. Arıcılık bakın az önce dediğim gibi ilgi sevgi alaka bilgi ve sabır işidir. Bunu yapmayan insan arıcı olamaz. Şimdi genel itibariyle ben bakıyorum, bizim çiftçimizin yaş ortalaması yüksek, arıcıların yaş ortalaması daha da yüksek. Çoğu emekli artı geçimini temin etmek gibi bir derdi yok bir çoğunun. Eğer varsa o insan bu işi çok iyi yapar ve bu insanın çevresinde ana arıyı nasıl besler gibi diğer arı yetiştirici arkadaşlarımız o insanın çevresinde olmalı. Şunu demek istiyorum. Ben Hakkari’de onu yaptım, 4 bin 500 kovan verdim ama yıllardır arıcılık yapanları tespit ettik, başarılı olanları tespit ettik. 10’ar kişi 10’ar kişi sen bu grubun başkanısın dedik ve arıların hepsini bir yere koyarak grup grup yaptık ve grup lideri olarak başkan verdik onlara. Yani bunu böyle yapmazsak bir arkadaşımızın hatası hem kovanını söndürebildiği gibi hem de arılarla ilgili arı hastalıklarının da ortaya çıkmasına dolayısıyla diğer arıcılara da zararı olacaktır. Onun için birlikte bütün olarak hareket edersek, birliğin olması çok güzel bir şey. Bu birliği canlı tutmak gerekir. Birlikte başkanlarına teşekkür ediyorum böyle bir toplantıyı düzenledikleri için. Ama birbirinizle sürekli bağlantı halinde olmalıyız. İstekli gayretli arzulu ve de daima daha iyisini yapabilmek için bir çaba sarf etmek gerekir. Yoksa saldım bayıra Mevlam kayıra ile bu iş olmuyor. Kış bakımını çok iyi yapmak gerekir. Bu çok önemlidir. Bizim Hakkari’de 122 bin kovan arımız vardı. Burada ise sadece faal olan 10 bin kovanımız var veya 12 bin civarında faal kovan sayımız. Bunu artırmak gerekir aslında. Baktığınız zaman ürün yelpazesi çok geniş ilimizde. Yaylalarımız var, arıcılık için uygun aslında. Ama yeterli bir ilgi ve alakanın olmaması, daha çok emeklilerin ve öğretmenler ilgi alaka gösterirler. Bunu geçim kaynağı haline getirdiğimiz zaman çok daha başarılı olacağımıza inanıyorum.”

Editör: TE Bilişim