Anadolu Türk Medeniyetinin en önemli kültür hazinelerinden olan Ahiliğin yaşatılması için kutlanan Ahilik Haftası’nın üçüncü gününde Şeyh Edebali Türbesi’nde tören düzenlendi. Cumhuriyet Meydanı’nda buluşan il protokolü, buradan mehteran eşliğinde yürüyerek Şeyh Edebali Türbesi’nin bulunduğu meydana indi. Burada halk oyunu gösterileriyle karşılanan Vali Yardımcısı Halil İbrahim Acır, Ticaret İl Müdür Vekili Şinasi Balta, Bilecik Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Halit Gölcan, daire müdürleri ve siyasi parti temsilcileri, ilk olarak devletimizin kurucusu M. Kemal Atatürk ve Aziz Şehitlerimiz için saygı duruşunda bulundular. Protokol konuşmalarının ardından, Edebali Derneği Başkanı Arif Durmuş yönetiminde hazırlanan “şet kuşatma” töreni izleyicilere sunuldu.


Törende, İl Kutlama Komitesi tarafından, toplumsal ve ticari ilişkilerde güvenirlilik, iş ve meslek ahlakına saygı, hak ve hukuka riayet etme, cömert güler yüzlü olma ve ilimiz Tüketici Sorunları Hakem Heyetine herhangi bir başvurusunun olmaması gerekçeleri ile ilimizin ahisi seçilen berber Ali Rıza ince’ye Vali Yardımcısı Halil İbrahim Acır tarafından ödül verildi. Tören, Hayme Ana Mesleki ve Teknik Kız Lisesi öğrencileri tarafından halk oyunu gösterisi ile son bulurken, protokol üyeleri Şeyh Edebali Türbesini ziyaret ettiler.


Gölcan: “Ahiliğin birlik, kardeşlik, dostluk, hoşgörü ve insan sevgisini esas alır”

Bilecik Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Başkanı Halit Gölcan, programda ahilik kavramına ve önemine değinen bir konuşma yaptı. Ahiliğin birlik, kardeşlik, dostluk, hoşgörü ve insan sevgisini esas aldığını belirten Gölcan şunları söyledi:

“Ahilik kültürü ve felsefesi, toplumsal yaşamın bir parçasıdır. İnsanlar arasındaki ticari ve toplumsal ilişkilerde, dürüstlük, güvenirlilik iş ve meslek ahlakına saygı hak ve hukuka riayet etme,-saygılı, şefkatli, cömert ve güler yüzlü olma ilkeleri esas alınmış ve bu insani değerler toplum tarafından bir yaşam tarzı olarak kabul edilmiş, Ahilik İslam öncesi dönemden başlayarak gelişen, Türk Esnaflık geleneğinin İslamiyet’in ortaya çıkmasından sonra, İslam’ın ahlak prensipleri ile birleşmesi neticesinde şekillenerek XIII. Yüzyılda Anadolu’da kurulmuş olan bir esnaf teşkilatıdır.


İslam’ın doğuşu ile başlayan Ahilik o dönemde Anadolu’da fevkalade nüfuslu ve yaygın bir tarikattı. Edebali’nin ise itibarı büyük müritler pek fazla idi. Osmanlı Beyliğinin kuruluşu ve inşifikatında büyük hizmetleri görülen Şeyh Mahmut Gazi, Ahi Şemsettinoğlu, Ahi Haşan ve sonra sadrazam olan Çandarlı Kara Halil Paşa hep Ahilerdendi. Her dönemde Türk idareciler yanında ozanlar, babalar, bilgeler, vezirler, lalalar, şeyhler eksik değildiler. Şeyh Edebalı'da bunlardan biridir.

Şeyh Edebalı bağlı olduğu İslam dininin en bunalımlı anlarında adını üç kıtaya yayan İslam öğreticisidir. Şeyh Edebalı M.Ö.1206 da Horasan’ın Meru şehrinde doğmuş, çocukluğunu Horasanda geçirmiş, Türkmen kafileleriyle birlikte önce Adana bölgesine daha sonra Karaman'a yerleşmiş daha sonrada Eskişehir yöresinde İtburnu civarında Uludere Köyüne yerleşmiş o sırada Söğüt ve çevresinde oturmakta olan Kayı Boyu- Beyi Ertuğrul Bey Edebalı'yı sık sık ziyaret eder, onunla sohbetlerde bulunup ondan feyz alırdı. Ertuğrul Beyin yanında oğlu Osman'da ara sıra Edebalı'yı ziyaret ediyordu. Onun dualarını alıyordu, yine bu ziyaretlerde Şeyh Edebalı'nın kızını görmüş ve beğenmiş, daha sonra Şeyh Edebalı'nın kızı Bala Hatun'la izdivaç etmiş.

Şeyh Edebalı daha sonra İtburnundan göç ederek Ertuğrul Beyin oturduğu Söğüt'e yerleşir. Ertuğrul Gaziden sonra Beyliğe Osman getirilmiştir. 1299 yılında Bilecik'i almıştır. Kayın pederi Şeyh Edebalı ile hanımı Bala Hatun ve oğlu Alaattin Beyi Bilecik'e göndermiştir. Osman Bey tarafından Bilecik kadılığına getirilen Şeyh Edebalı ölene kadar burada ikamet etmiştir.

Şeyh Edebalı Bilecik İlimizin sembolü olmuş unutulmayacak gelecek kuşaklara örnek olarak hatırlanacaktır. Bilecik'i görmeyip merak edenler nasıl bir yer diye sorduklarında, bir valisi, birkaç ahalisi birde Edebalı'sı var diye söyleyebiliriz. Şeyh Edebalı nasihatinde Osman Beye ey oğul geçmişini bilmeyen geleceğini de bilmez. Osman geçmişini iyi bil ki nereye gideceğini unutmayasın der.

Ahilik denilince esnaf esnaf denilince Ahilik akla gelmektedir. Ahi diye anılan kişi sanat ticaret yada meslek sahibidir. O bununla birlikte olgun, ahlaklı, merhametli iyilik sever ve her işinde, her davranışında dürüst ve güvenilir kişidir. Ahi olabilmek için 10 yaşındaki çocuklar velisi tarafından ustaya bir sanat öğrenmek için yamak olarak verilirdi. 2 sene ücretsiz yamaklık edenler törenle çıraklığa yükselirdi.


Çıraklık dönemi 1001 gündü. Çırak ustasına itaat etmek ve ustası da çırağa mesleğin incelikleri ile beraber iş hayatı için gerekli olan bilgileri öğretirdi. Çırak süresini doldurup sanatında kalfalığa yükselecek bilgiye kavuştuktan sonra bir imtihanla kalfalığa yükselirdi. Kalfalık dönemi 3 yıl idi . Bu sürede kalfalık eğitimlerini başarıyla tamamlayıp, ustalığa yükselmek için imtihan niteliğinde bir törene katılırdı. Bu törende kalfa kendi sanatı ile ilgili kendi eli ile yaptığı bir eseri hazırlar, Ahi Baba vekilinin Başkanlık ettiği ustalar meclisine sunar, toplanan ustalar tarafından beğenildiğinde genç kalfa ustalığa yükselir, Ahi Baba tarafından ustalığa yükselen meslek erbabının kulağına şu sözleri fısıldar.

Harama bakma, haram yeme, haram içme, yalan söyleme büyüklerinden önce söze başlama, kimseyi kandırma, kanaatkar ol, dünya malına tamah etme, yanlış ölçme, eksik tartma, kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil ve kendine muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol derdi.

Ahilik haftası kültürel geçmişi irdelemek için iyi bir fırsat olmuştur. Ahilik kültür ve felsefesinde, toplumun refahı ve sosyal sorumluluk, önemli ve öncelikli bir ilke olarak kabul edilmiş, ve bu bağlamda yeterli ve kaliteli mal ve hizmet üretimi teşvik edilmiştir. Ayrıca mal ve hizmet üretiminde kaliteyi arttırmada, üretici ve sanatkarlar arasında, iş ve meslek hayatında kariyer sahibi olmada ve meslekte ehil kişi sayılmada önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur.

Ahilik haftası nedeniyle bizlere destek veren Sayın Valim Ahmet Hamdi NAYİR'e, Sayın Vali Yardımcım Halil İbrahim ACIR'a, Sayın Belediye Başkanım Selim YAĞCI'ya, Sayın Ticaret İl Müdürüm Şinasi BALTA' ya, Sayın Milli Eğitim Müdürü İsmail ALTINKAYNAK'a ve en büyük desteği veren Şeyh Edebalı Derneği Başkanı Arif DURMUŞ ve ekibine, esnaf ve sanatkarlarım adına teşekkür eder, şükranlarımı sunarım. Bizleri bu bayramımızda yalnız bırakmadınız, tüm katılımcılara da sevgi ve saygılarımı sunarım.

Balta: “Ahilik, dünyada benzeri bulunmayan bir kültür ve medeniyet hazinesidir”

Törende konuşan Ticaret İl Müdür Vekili Şinasi Balta ise yaptığı konuşmada ahiliğin önemine vurgu yaptı. Ahiliği, yaklaşık bin yıllık geçmişiyle kardeşlik, birlik, beraberlik gibi değerleri özünde toplayan, ticaret ile ahlakı buluşturan bir hayat felsefesi; dünyada benzeri bulunmayan bir kültür ve medeniyet hazinesi olarak niteleyen Balta şöyle konuştu:


“Ahi, vicdanını kendi üzerine gözcü koyan, helalinden kazanan, yerine ve yeterince ıarcayan, ölçü ve tartı ehli olan, yararlı şeyler üretip topluma sunan insandır. Ahi bir sanat, .icaret ya da meslek sahibidir. O, bununla beraber olgun, ahlaklı, merhametli, iyiliksever ve her işinde, her davranışında dürüst ve güvenilir bir kişidir. Ahinin eli, kapısı ve sofrası açık, gözü, beli ve dili bağlıdır.

Ahilik 13 üncü yüzyıldan 21 inci yüzyıla kadar Anadolu'daki esnaf ve sanatkâr birliklerine verilen bir isimdir, köylere kadar ulaşan örgütlenme yapısıyla, milli birliği ve bütünlüğü, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayı temel ilke olarak benimseyen, toplumsal ahlak kurallarına bağlı, bir toplum kurmayı amaçlayan, ülke ekonomisinde temel ihtiyaç maddelerini en kaliteli, en ucuz biçimde üretmeyi öngören bir teşkilatlanma biçimidir. Ahilikte en çok beğenilen huy, başkasının ayıbını görmemek, onu yüzüne vurmamak ve alçakgönüllü olmaktır.

Ahiliğin temelleri, 1171 ila 1262 yılları arasında yaşayan ve Kırşehir’de mefdun, Ahi Evran-ı Veli tarafından, Türkistan’dan gelen esnaf teşekküllerinin bir çatı altında toplanmasıyla Kayseri’de atılmıştır. Ahi Evran ahlakla san’atın, âhenkli bir birleşimi olan ahi teşkilâtını kurarak, koyduğu kurallarla teşkilatın bir nevi yönetmeliğini de yazmıştır. Yedi yüzün üzerinde kuralı bulunan ve İslam ahlâkını esas alan bu yönetmeliği, esnaf ve sanatkârlar arasında tatbik etmiştir.

Ahi Evran daha çok esnaf ve sanatkarlar tarafından sevilmiştir. Şehir ve kasabalarda kardeşlik manasına gelen Ahilik Teşkilatını kurmuş ve kısa zamanda Anadolu’nun büyük bir bölümünde toplanıp sohbet edebilecekleri, birbirlerinin ilimlerinden istifade edebilecekleri dergahlar yaptırmıştır. Bugünkü manada Esnaf teşkilatı diyebileceğimiz bu kuruluş esnafı bir çatı altında toplamış ve örgütlenmesini sağlamıştır. Bu arada Moğol istilasına karşı halkı uyarmaya ve istiladan kaçanlara yardım etmeye bütün gücüyle destek vermiştir.

Ahilik düzeninde, iş ve meslek ahlâkını mecburi kılan kurallar geliştirilmiştir. Kendinden önce başkalarını düşünmek ve kollamak, hak ettiğinden fazlasını istememek, kanaat ve tevazu ölçüleri içerisinde “hırs” ve bencillikten uzakta durmak, kendi yeteneğine uygun bir işle meşgul olmak, sanatını mutlaka bir pîr’den, üstattan öğrenmek ve birliğin, beraberliğin korunması için herkese saygı, sevgi göstermek, Ahiliğin mutlaka uyulması gerekli görülen, ahlak ve görgü kurallarını oluşturuyordu.

Ahilik, insana yönelik öğüt ve yaptırımları da bulunmakla birlikte esas itibariyle 'bireysel' değil, toplumsaldır. Çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak, cömert, şefkatli ve merhametli olmak herkese iyilik yapmak ve iyiliklerini istemek gibi onlarca prensip, esasta bireysel olmaktan çok toplumsal, yani toplum hayatını düzene sokucu içerikte ilkelerdir.

Ahilik, tasavvufı inançlar içinde hırsızlık Ve haramdan uzak durmavı namuslu olmayı, sır saklamayı kötü söz söylememeyi telkin eden ahlaki prensipleri yaymış iyi doğru ve güzele dönük, kardeşçe yaşama ilkeleriyle Osmanlı Devletinin sosyal ve ekonomik düzeninde ilk esnaf teşkilatını kurmuş ve devletin yardımcısı olmuştur Ahilikte kalfalığa geçişi sembolize eden “ Şed Kuşatma” vardır.

Ahi, birkaç iş ve sanatla değil, yeteneğine en uygun olan tek bir iş veya sanatla uğraşandır. Ahi, doğru olmalı, emeğiyle hak ettiğinden daha fazlasını kazanma yoluna sapmamalıdır.

Ahi, işinin veya sanatının geleneksel pirlerinden, kendi ustasına kadar bütün büyüklere içten bağlanmalı sanatında ve davranışlarında onları örnek olmalıdır. Ahi kazancını geçiminden arta kalanını, tümüyle yoksullara ve işsizlere yardımda kullanmalıdır.

Ahi teşkilatının kurucusu Ahi Evran, esnafın denetlenmesine ve özellikle de eğitilmesine, çok büyük bir önem vermiştir. Her esnafın sağlam iş yapıp yapmadığını, müşterilere karşı davranışlarını kontrol etmiş, üretilen malların kaliteli ve aynı standartta olmasına çalıştığı gibi çalıştırılacak çırak sayısı da standarda bağlanmıştır.

Türkçe'de hala mevcut olan “pabucunu dama atmak” deyimi, bir Ahi deyimi olup, Ahiliğin kalite kontrol sistemini, çok güzel ifade etmektedir, imal ettikleri malı standartların altına düşüren esnaf ikaz edilirdi, ikazlara ehemmiyet vermeyip, kalitesiz imalata devam edenlerin dükkânları, Kethuda'ları yani esnaf odası başkanları tarafından kapatılırdı. Bu cezayla da standarda uymayan ahi, esnaflıktan ihraç edilirdi.

Ahilik, toplumda yaşayan herkesi birbirine yaklaştıran, kaynaştıran, dost edindiren ve dayanışma kurulmasını sağlayan bir olgudur. Bir toplumda, fertleri birleştiren müşterek kıymetler ve bağlar kurulmadığı veya sahip olunan değerler, kayıp edildiğinde, görünüşteki bütünlüğe rağmen, birliğin bozulacağı, içten içe parçalara ayrılacağının bilincindeydiler. Yanj onlar. Bir-toplumda ortak değerler korundukla birlik ve beraberliğin devam edeceğini biliyorlardı. İşte bu anma törenlerini yapmamızın asıl amacı da bu birlikteliği hatırlatmak ve yaşatmaya çalışmaktır.

Bu vesile ile manevi huzurunda bulunduğumuz Şeyh Edebalı’yı, Ahi Evran-ı Veli ve ebediyete intikal etmiş bütün ahiler ile ayrıca bu topraklar uğrunda canlarını vermiş şehitlerimiz ve tüm ecdadımızı rahmet ve minnet ile anıyorum.

Törenlerimizin düzenlenmesinde maddi ve manevi destek sağlayan, Başta Valimiz Sayın Ahmet Hamdi NAYİR’a, Belediye Başkanımız Sayın Selim YAĞCI’ya, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanımız Sayın Halit GÖLCAN’a, Bilecik Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanımız Sayın Semih TUZAK’a, Maden İşler Sanatkarlar Odası Başkanımız Sayın Mehmet BAŞ’a, Yiyecek Maddesi Satan Esnaflar Odası Başkanımız Sayın Ahmet SUBAŞI’na, Giyim Mensucat Sanatkarlar Odası Başkanımız Sayın Haşim BALCI’ya, Edebalı Kültür ve Araştırma Derneği Başkanımız Sayın Arif DURMUŞ’a, törenimize bizzat katılarak bizleri onurlandıran siz değerli misafirlerimiz ve telgraf ile katılma nezaketi gösteren herkese teşekkür eder, tüm esnaf ve sanatkârımızın ahilik prensipleri üzere ticaret yapmaları temennisiyle, saygılar sunarım.”

Acır: “Ahilik dünyaya örnek olmuştur”

Törende konuşan Vali Yardımcısı Halil İbrahim Acır ise, ahiliğin insanı merkeze koyarak tüm dünyaya örnek olan bir felsefe olduğunu söyledi. Acır şöyle konuştu:


“Ahilik kültürü ve felsefesi toplumsal yaşamın ortak paydası olan insanı esas almıştır. İnsanlar arasındaki ahlaki ve toplumsal ilişkilerde dürüstlük, güvenilirlik, hak ve hukuka riayet etme, saygılı şefkatli, cömert ve güler yüzlü olma ilkeleri esas alınmış ve bu insani değerler toplum tarafından bir yaşam tarzı olarak kabul edilmiştir. Bugün uygar dünya ülkelerinin toplumlarında uygulamaya ve hakim kılmaya çalıştıkları bu değerler, 13. Yüzyılda Anadolu Türkleri tarafından ahilerin vizyonu olarak uygulanmış ve böylece diğer ülkelere örnek olmuştur. Türklere özgü bir olgu olan Anadolu Ahiliğini meydana getiren bu değerli insanlar, o dönemin birlik kardeşlik, dostluk, hoşgörü ve insani sevgisini esas alan bir anlayışla bir çatı altında birlikte yaşayabilmeyi iş ve meslek sahibi olabilmeyi öğrenmişlerdir. Ahilik teşkilatı 8 asırdır ahilik felsefesini yaşayan esnaf yetiştirmiş, mesleğinde ehil olmayanlara asla ahilik belgesi vermemiş, esnaf ve sanatkarlar arasında çıraklık, kalfalık ve ustalık hiyerarşisi oluşturmuş, çalışma hayatının yanı sıra sosyal hayatın gelişmesine de katkı sağlamıştır.


Ahilik kültür ve felsefesinde toplumun refahı ve sosyal sorumluluk önemli ve öncelikli bir ilke olarak kabul edilmiş ve bu bağlamda yeterli ve kaliteli mal üretimi teşvik edilmiştir. Ayrıca mal ve hizmet üretiminde kaliteyi yükseltmek üretici ve sanatkarlar arasında dayanışma, işbirliği ve etkileşimi arttırmada önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur. Sonuç olarak; ailesine, çevresine, vatanına, milletine ve dünyaya yararlı bir nesil yetiştirmek için iyiyi, doğruyu, güzeli benimsemiş olan ahilik sisteminden günün şartları doğrultusunda en iyi şekilde faydalanılması gerekmektedir. Esnaf ve sanatkarlarımızın arasındaki birlik beraberlik, kaynaşma ve dayanışmanın artarak devam etmesi dileğiyle, ilimiz esnafı ve meslek kuruluşlarıyla tüm halkımızın Ahilik Haftasını kutlar, hepinize saygılar sunarım.”

 

Editör: TE Bilişim