737’nci Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri protokol üyelerinin Ertuğrul Gazi Türbesi’ni ziyaret etmesi ile başladı.

Şenlikler, Söğüt Belediye Başkanı Halil Aydoğdu ve beraberindekilerin Vali Tahir Büyükakın’ı Ertuğrul Gazi Türbesi önünde karşılaması ve türbe ziyaretinde okunan Kur’an-ı Kerim ve dualar ile başladı.

Türbe ziyareti sonrası tören alanında bulunan Türk Büyükleri anıtı önünde devam eden program, Vali Tahir Büyükakın ile Aksakallılar Meclis Başkanı Niyazi Çapa’nın konuşmaları, halk ekibi oyunlarının gösterisi ve kurban kesilmesi ile devam etti.

“Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez”

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması sonrası Türk Büyükleri Anıtı’na çelenk sunan Vali Tahir Büyükakın, 737’inci Yörük Şenliklerinin açılış programında Ertuğrul Gazi’ye 1281 tarihinde uç beyliği verildiği günden bu yana Söğüt’te toy toplandığını vurgularken, Ertuğrul Gazi ve Şeyh Edebali’nin bizlere bırakmış olduğu bu büyük mirasa sonuna kadar sahip çıkacaklarını söyledi.

Vali Tahir Büyükakın konuşmasında, “sözlerime Ertuğrul Gazi’nin “O bizim boyumuzun ışığıdır” dediği Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye ettiği nasihatten bir alıntıyla başlamak istiyorum.

“Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın!..”

Geçmiş geleceğe gelenekle taşınır. Milletler gelenekleri ne kadar kadim ise o kadar büyüktür. Ve milletler geleneklerini gelecek nesillere aktarabildiği ölçüde uzun ömürlüdür.

Beylerin, devlet adamlarının toy toplaması da milletimizin kadim geleneklerinden biridir. İlk toy, Asya Hun İmparatorluğu’na, Metehan’a kadar uzanmaktadır.

Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat tarafından Ertuğrul Gazi’ye 1281 tarihinde uç beyliği verildiği günden bu yana da Söğüt’te toy toplanıyor. Hiç şüphe yok ki, bu gelenek milletin bölünmez bütünlüğü ve devletin bekası için yegane hazinedir.

Tam da bu noktada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu tespitini bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum. “Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları'na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.” Ertuğrul Gazi toyunu 737 yıldır yaşatan Yörük beylerine, yiğitlere, bacılara selam olsun.

Şüphesiz Ertuğrul Gazi de O’nun boyunun ışığı Şeyh Edebali de dar-ı bekaya göçüp gittiler. Ancak, miras bıraktıkları devlet ve medeniyet tasavvuru yüzyıllardır hayatta ve dimdik ayaktadır.

“And olsun ki; üstte mavi gök, altta yağız yer yarılmadıkça, zulme boyun eğmeyeceğim” diyen Ertuğrul Gazi sanki zalimlere bugün meydan okumaktadır.

Şeyh Edebali “insanı yaşat ki devlet yaşasın” diye sanki Osman beye değil de bugün bize nasihat etmektedir. Zaman ve mekan ötesinden gelen bu sözler bize kutsal bir vasiyettir. Bu vasiyeti yerine getirmek de bizim boynumuzun borcudur. Bu devlet ve medeniyet tasavvuru bize mirastır. Bu mirası korumak, yüceltmek ve gelecek nesillere devretmek de bizim boynumuzun borcudur.

Devraldığımız sancağı hakkıyla taşımak ve gururla devretmek için varlığımızı bu geleneğin yücelmesine adamalıyız.

Bu noktada Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenliklerinin çıtasını her yıl daha yukarı taşıyacak şekilde hazırlıklar yapıyoruz.

Önümüzdeki yıldan itibaren tevarüs ettiğimiz devlet ve medeniyet tasavvuruna dair uluslararası sempozyumlar dizisini başlatacağız.

İlk sempozyum kuşkusuz Uluslararası Ertuğrul Gazi Sempozyumu olacaktır. Çalışmaların yeterli bir olgunluğa ulaşmasının ardından ödüllü kültür, sanat ve edebiyat etkinlikleri gerçekleştireceğiz. Bunun yanında, çizgi film, animasyon filmi, dizi filmler, sinema ve belgeseller yapımını teşvik edici organizasyonlar gerçekleştirmeyi de hedefliyoruz.

Söz konusu çalışmalar özellikle çocuklarımızın doğru rol modeller benimsemesi, böylece sağlam bir millet, devlet, dünya ve insanlık şuuruyla yetiştirilmesi açısından son derece önemlidir. Spiderman, Batman, Süperman gibi gerçek dışı ve medeniyet tasavvurumuzla uzaktan yakından alakası olmayan “sahte kahramanlar” bizim çocuklarımızın rol modeli olamaz. Çocuklarımız rüya çınarına can veren Malazgirt ruhunu, Söğüt ruhunu ancak ve ancak Dede Korkutları, Yunus Emreleri, Hayme anaları, Sultan Alparslanları, Fatihleri modellediğinde yaşatabilirler.

Dolayısıyla, sözünü ettiğim yapım çalışmalarına yönelik faaliyetler, Söğüt ruhunu yaşatmak açısından son derece hayati öneme haizdir.

Söğüt ruhunu yaşatma noktasında son derece önemsediğimiz bir başka husus ise toyumuzu gönül coğrafyamızı kuşatacak şekilde genişletmek, Türkiye’yi ve dünyayı ilgilendiren konularda, hak, hakkaniyet, medeniyet esaslı uluslararası çözüm arayışlarına yeni bir merkez yapmaya dair arzumuzdur.

Bu hususların tamamını dikkate alarak, toyumuzun bütün bir yıla yayılan çalışma ve etkinlikler dizisinin son toplantısı ve sonraki yıllarda yapılacakların konuşulacağı ilk toplantı olarak tasarlanması gerektiğini düşünüyorum.

Nasip olursa bu Cumartesi akşamı Yörük beylerimizle bey çadırında toyumuzu toplayıp bu konuları bir kez daha istişare edecek ve ardından çalışmalarımıza başlayacağız. Niyetimiz hayırdır, inşallah akıbetimizde hayır olacaktır. Bize düşen halis niyetle işe koyulmak ve gayret göstermektir. Şüphesiz, gayret bizden, Tevfik Allah’tandır.

Bu duygu ve düşüncelere bir kez daha yurdumuzun dört bir yanından gelerek toyumuza can veren Yörük beylerine, alperenlere, bacılara ve organizasyonda emeği geçen tüm kurum, kuruluş ve kişilere ayrı ayrı teşekkür ediyor, toyumuzun hayırlı uğurlu olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum”ifadelerine yer verdi.

“Geçmişin güzelliklerini genç nesillere aktaracağız”

Aksakallılar Meclis Başkanı Niyazi Çapa ise, “bizlere cennet vatanı miras bırakan şanlı ecdadımızı ve geçmişin güzelliklerini genç nesillere aktaran köprüler olmaya tarih bilinçlerini daha da geliştirmelerini sağlayacağız” ifadelerine yer verdiği konuşmasında şunları söyledi:

“Baharın gelmesi ile başlayan ülkemizin her yöresinde ecdadımızı anıp dualarımızı şükranlarımızı sunduğumuz toylarımız devam etti.

Ağustos ayı sonu ahlat ve Malazgirt’te Sultan Alparslan’ı Eylül ayının ilk haftası Karacahisar, Eskişehir de Osmanlı cihan devletinin kuruluşunu Cuma hutbesi ilan eden Dursun Fakih hazretlerini andık. Pazar günü ise devlet anamız Hayme Anayı andık dualarımızı gönderdik. Bugün ise dedemiz Ertuğrul Gazi Han'ı anıp dualarımızı şükranlarımızı sunacağız.

Törenler bitiminde Osmanlı’nın kurucusu manevi mimarı Bilecik’te Şeyh Edebali hazretlerinin türbesini ziyaret edeceğiz inşallah. Gelecek hafta Bursa da Osmangazi Han ile Orhangazi Han’ın türbesini ziyaret edip Orhaneli’nde toya katılacağız.

Bizlere cennet vatanı miras bırakan şanlı ecdadımızı ve geçmişin güzelliklerini genç nesillere aktaran köprüler olmaya tarih bilinçlerini daha da geliştirmelerini sağlayacağız. Bu duygu ve düşüncelerimle tüm Yörük Türkmenler ve kuruluşlarımız adına saygılarımızı ve en kalbi sevgilerimizi sunuyor hepinizi Allah’a emanet ediyorum.”

Editör: TE Bilişim