İşkur’un düzenlediği mesleki kurslar, iş başı eğitim programı ve toplum yararına program hakkında bilgiler veren Tozan, Bilecik’te işçi bulmanın sıkıntılarına değindi.
  Söyleşimizde ilk olarak ‘Toplum Yararına Program (TYP)’ hakkında bilgiler veren Tozan, programın amacını, “işsizliğin yoğun olduğu dönemlerde veya yerlerde doğrudan veya yüklenici eli ile toplum yararına bir iş ya da hizmetin gerçekleştirilmesi yoluyla özellikle istihdamında zorluk çekilen işsizlerin çalışma alışkanlık ve disiplininden uzaklaşmalarını engelleyerek işgücü piyasasına uyumlarını gerçekleştirmek ve bunlara geçici gelir desteği sağlamaktır.” ifadeleri ile anlattı.

“TOPLAMDA 693 VATANDAŞIMIZ MÜRACAATTA BULUNDU”

Toplum yararına programlar kapsamında 10 kişi il özel idaresi genel sekreterliğinde istihdam edildiğini belirten Tozan. il çapında Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okullarda il çapında 140 kişi ve belediyelerde 90 kişi istihdam edildiğini söyledi. İl Müdürü Tozan konuşmasına şu ifadelerle sürdürdü:

“Belediyelerde işçilerin dağıtımını nüfusa göre oranladık. En fazla nüfusa sahip olan Bilecik merkez ve Bozüyük ilçesine 20’şer kişi verdik. Daha sonra nüfusa orantılı olarak en düşük 5 kişi olmak üzere ilçelere bu dağılım yapıldı. İlçelerin dışında Vezirhan ve Bayırköy beldelerine de kontenjan verildi. Beldelere de işçi verdik. Örneğin Dodurga Beldesi gibi, açık olan belediyeleri, nüfustan dolayı kapanmayan belediyelere işçiler verildi. Toplamda 693 vatandaşımız müracaatta bulundu. Bu 693 vatandaştan 245 tanesi belirlendi. Belirlemede kriterlerimiz; toplumun en muhtaç kesiminden, kadın sığınma evlerinden başlamak üzere, özel yardımlaşma ve dayanışma vakfından yardım alanlar, eşi vefat etmiş ve eşi terk ermiş olanlar kişileri seçiyoruz. Özellikle bayanları seçmelerde aldık. Okulların temizlenmesinde bayanlara öncelik verdik. Dağıtımda da adrese dayalı kayıt sistemine göre dağıtım yaptık. Kimin köyünde açık varsa o köydeki en mağduru seçtik.

Kurumdaki işçi ihtiyaçları için kurumlar liste yolladılar. Örnek olarak Milli Eğitim Müdürlüğü Bozüyük’te 36 kişilik değişik okullarda ihtiyacın olduğunu bildirdi.  Bizde okulların çevresindeki başvuruda bulunan kişileri evine hangi okul yakınsa ona vermeye gayret ettik. Şöyle de bir durum oluştu. Örneğin Bozüyük’teki Yediler Mahallesinde 5-6 kişi müracaat etti. O çevrede 2 okul var.2 işçiyi buraya yerleştirdikten sonra, çember gibi etrafa dağıtımını yaptık. Yani en yakın okuldan başlamak üzere işçileri kaydırmaya çalıştık. Biz asgari ücretin neti üzerinden para veriyoruz. Bu vatandaşlar aldıkları parayı ayrıca yol parası olarak vermesin istedik. Dağıtımda buna göre dikkat ettik. Ama tek tük de olsa aynı adresten birkaç kişi kazanırsa en mağdurdan dağıtımı başlatıyoruz. Oradaki vatandaşın durumu biraz daha iyi, onun bulunduğu mekanda kişi sayısı tamamlanmışsa, diğer tarafta ise hiç başvuru yoksa onları oraya aktardık. Biz bu hassasiyeti gösterdik.”

TYP’DE 15 KİŞİLİK AÇIK VAR

Programdan öğrencilerin yararlanmadığını belirten Tozan, başvuru yapan kişilerin 100 TL’lik bir maaş alanların programdan faydalanamadığını söyledi. Tozan, Toplum Yararına Programda yoğun talep olmasına karşı belediyede görev yapacak 10 kişi, İl Özel İdaresinde görev yapacak 5 kişilik bir açığın olduğunu kaydetti. Tozan şu ifadeleri kullandı:

“Biz istesek de sistemde göründüğü için bu kişileri seçmiyoruz. Sistem bu kişileri devre dışı bırakıyor. Erkeklerde 35 yaşından büyükler, işte emekliliğine az kalmış, günü az kalmış olanları da seçtik. Bütün bunlara rağmen İl Özel İdaresi’ni ve Belediye Başkanlığı’nı tamamlayamadık. 10 kişi Bilecik Belediyemizde açık var, 5 kişi de İl Özel İdare’de açığımız var. Sizler haber yapıyorsunuz, bu açığı ilan ederseniz vatandaşlar çalışmaya razı. Yalnız bizim hiçbir projemizde, okullar hariç olmak üzere, kapalı alanda çalışmayacaklar. Bu vatandaşlar açıkta çalışacaklar. Okul bahçesi olacak tabii ki ama kapalı alanlardaki çalışmalar okulda ve camide olacak. Camide kimler çalışacak, belediyede diyelim ki parke işi yapıyordu yağmur yağdı, onlar işsiz kalmasın diye boş boş durmasınlar diye belediyenin yakınlarda görev alanındaki camilerin görevinde kullanacağız bu vatandaşları. Elimize gelen kontenjanın yarısından fazlasını Milli Eğitim’e tahsis ediyoruz. Çünkü Milli Eğitim’de böyle bir sıkıntı var. Bu adı üstünde toplum yararı programı. Okullar bizim okullarımız çocuklar bizim çocuklarımız. Orada bir sıkıntı varken diğer tarafa fazla kaydırma imkanımız yok. Çünkü burada kamu yararı ve toplumun faydası olacak.”

“PROGRAMIN AMACI DEZAVANTAJLI DURUMDAKİ KİŞİLERE İŞ İMKANI SAĞLAMAKTIR”

Toplum Yararına Program çerçevesinde insanların buraya yığılmasında birkaç sebep var. Bunlarda bir tanesinde bayanlar diyor ki, “benim çocuğum A okulunda, eşimde asgari ücret alıyor. Bende aile bütçesine katı yapayım. Hem de bu sayede çocuğumu gözetleyeyim.” düşüncesi ile müracaat edenler var. Toplum Yararına Programa başvuranlar zaten genelde iş bulamayan kişilerdir. Özellikle 35 yaş üstü bayanlar iş bulmakta zorluk çekiyor. Zaten gazetelerin iş ilanlarını incelediğiniz zaman 35 yaş üstü bayanların alınmadığını görürsünüz. Bu bayanlar fabrikalarda işe giremediği için işsiz kalıyorlar. Toplum Yararına Programa baktığınız zaman ağırlıklı olarak başvuru yapanlar 35 yaş üstü bayanlardır. Bunlar dezavantajlı durumda oldukları için onlar başvuru yapıyor. Zaten programın âmâcı da dezavantajlı durumdaki kişilere iş imkanı sağlamaktır. Onların mesleki becerilerini arttırmaktır. Onları motive etmektir. Özellikle bu tür vatandaşlarımızın motivasyonu çok düşük oluyor. “Ben artık iş bulamam, beni kimse işe almaz” diyor. Ama bizim programlarımızdan yararlandığı andan itibaren motivasyonları artıyor. “Ben burada bir süre çalıştım. Artık istediğim yerde çalışırım” diyor. Bu da çok büyük bir fark yaratıyor. İşveren gidip bu motivasyon ile konuştuğu zaman işveren durumu seziyor zaten. “Bu kişi iş yapar” diyerek kendine olan güvenini görüyor.

PROGRAM 15 HAZİRAN’DA SON BULACAK

Toplum Yararına program 8,5 aylık bir program. 15 Haziran’da okulların tatil olması ile birlikte bitecek. Süre hiçbir şekilde uzatılmayacak. Vatandaşlarımızı projenin gereği olarak hep aynı kişilerden yararlanırsak sonra müktesep gibi olacak. Bu sen yararlanan bir daha ki sene de yararlandığını varsayalım. Üçüncü sene ise başka mağdur insanlarımızın yararlanmasını isteriz. Hep aynı kişiler olursa alışkanlık yapar. Diğer işlere gitmez. “Nasıl olsa ben okulların temizliğindeyim, belediyelerdeyim”  diyerek iş aramaktan vazgeçer. Zaten genelgemizde de 18 aydan fazla bir süre de programlardan faydalanamaz diye bir madde var. Bu da baktığımızda iki sene yapıyor. Çünkü bir sene içerisinde 9 ay yararlanabiliyor. Prosedür gereği 9 aydan fazla yararlanamıyor. Burada ki yığılmanın bir sebebi de çocuğuma bakarım. Vatandaş diyor ki, “devlettir, bana yarın gelme diyemez. 15 Haziran’a kadar kaygısız çalışırım” diyor. Yine “Devlettir, beni fazla yormazlar. Gönlüme göre çalışırım. İleride bir gün kadro gelir” diyor. Ya da süre uzar diye düşünüyor. Normalde bu bir işçilik değil. Bir programın uygulamasıdır.  Kurs gibi de düşünülebilir ama belirli bir çalışma günü var. Başlangıcı belli, bitişi bellidir. Hiçbir şekilde uzaması mümkün değil. Bu programların bütçesi de belirlidir. Yapacağı iş değişebilir. Okullar erken tatil edilebilir ama bizim programımız 15 Haziran’da son bulacak. Okullar uzatılsa dahi biz 15 Haziran’dan bir gün daha fazla uzatamayız. Programımız dahilinde istihdam edilen vatandaşlarımızın devamsızlık yapmamasını istiyoruz. Lüzumsuz yere rapor almalarını istemiyoruz. Devamsızlık olduğunda ise ücret ödenmiyor. İşçilikte durum böyle değil. İş yerine gelmediğin zaman işveren seni geldi gösterip paranı ödeyebilir. Ama burada öyle bir şey yok.  Bizde gelmediği günlerin parası kesiliyor. ”

“İŞBAŞI EĞİTİM PROGRAMINDAN FAYDALANIN”

İşbaşı Eğitim Programı hakkında bilgi veren Tozan, “İşbaşı eğitim programı, işgücü piyasası araştırma sonuçları, iş ve meslek danışmanlarının işyeri ziyaretleri sırasında veya işsizlerle yapılan görüşmelerde tespit edilen ihtiyaçlar, işyerlerinden veya katılımcı adaylarından gelen talepler doğrultusunda bu yönetmeliğin ilgili hükümlerinde belirlenen şartlara uyulmak kaydıyla düzenlenebilir. İşbaşı eğitim programı, katılımcının mesleki deneyim kazanmasını sağlayacak alanlarda düzenlenir.” dedi. Programın detaylarını anlatan Tozan şu ifadelere yer verdi: “İşverenlerimizin en fazla işe alacağı 1 kişi dahi olsa mutlaka işbaşı eğitim programından geçirmesi lazım. Çünkü niye 6331 sayılı iş sağlığı güvenliği kanunu diyor ki belgesiz kişiyi alamaz. 01.01.2013 tarihinden itibaren. Alırsa yarın müfettiş geldiği zaman hem bu kişinin işten çıkışını sağlayacak hem işverene ceza kesecek. Biz de diyoruz ki gelin işbaşı eğitim programından faydalanın biz program sonunda belgemizi vereceğiz ve bundan sonra belgesiz olarak çalışmamış olacaksınız. Bir de siz bu alacağınız yeni kişi için işe alıştırma eğitimi düzenliyorsunuz. Gelin bunun maliyetlerini devlet olarak biz üstlenelim. Sizin sigortalınız olmayacak tamamen İşkurun kursiyeri olacak. Günlük 25 lira ayda 650 lira, haftada 45 saat çalışacak. Genel sağlık sigortası iş kazası meslek hastalığını biz düzenliyoruz biz ödüyoruz. İşverenin cebinden bir kuruş çıkmıyor.”

 

 “63 AYRI İŞ YERİNDE 275 KİŞİLİK İŞ GÜCÜ TALEBİ VAR”

İşkur’un düzenlediği programlarda istihdam edilemeyen vatandaşlar için bir müjde veren Tozan, şuan 63 işyerinde 257 kişilik iş gücü talebinin olduğunu söyleyerek, “Bütün bu programlara katılıp seçilemeyen vatandaşlarımıza İşkur Müdürlüğü olarak bir çağrımız var. Şuanda elimizde 63 ayrı iş yerinde 275 kişilik iş gücü talebi var. Biz il müdürlüğü olarak her zaman şu iddiada bulunuyoruz. Bunu özellikle erkek vatandaşlarımız için diyoruz. Bugün 200 erkek işçi gelse, “Ben iş arıyorum. Asgari ücretle çalışmaya razıyım” dese iş buluruz. Yarın bu vatandaşımız iş sahibi olur. 500 kişi de gelip bize başvuru yapsa iş sahibi olur.  Bayanlarda biraz sıkıntımız vardı. Ama şuan bayanlarda elimizde 5 iş yerinde 26 kişilik bir bayan talebi var. Ayrıca 69 kişilik farklı bir talep gurubumuz var. Burada erkek, bayan ayrımı yoktur. Bayan da çalışabilir, erkek vatandaşlarımız da çalışabilir. Dolayısıyla 95 tane bayan gelse biz o bayanları işe yerleştiririz.” ifadelerini kullandı.

 “PROJELERİMİZDE VATANDAŞ BULMAKTA GÜÇLÜK ÇEKTİK”

Projelerde istihdam edecek işi sayısında sıkıntı yaşadıklarını belirten Tozan, “Biz bazı projelerimizde vatandaş bulmakta güçlük çektik. Bize 250 kişi verilmesinin altında bu yatıyor. Diyelim ki bizimle eşdeğer Bayburt. Bayburt’un da nüfusu bizimki kadar aşağı yukarı ama oraya 2-3 bin kişi veriliyor. Çünkü bizim 2- tane organize sanayimiz var. Biz buralara vatandaş bulamıyoruz. Bozüyük’teki durumdan biraz bahsedeyim. Bozüyük organize sanayi bölgesinde çalışacak adam bulamazken 15 Haziran’da bitecek proje için adam seçmeye uğraşıyoruz. Vatandaşlarımızı bu konularda ikna etmekte zorluk çekiyoruz.  Bizim Kütahya’dan, Eskişehir’den, Sakarya’dan servis kaldıran yerlerimiz var. Eskişehir’den işçiler gelip burada çalışıyorlar.  İşbaşı Eğitim Programımız var. Şu anda ayrılmış bütçemiz 130 bin 163 lira. Erkek katılımcı sayımız 41, bayan katılımcı sayımız 47. Bu projeler insanların tecrübe kazanmasını sağlıyor.” dedi.

“BİLECİK’TE İŞSİZLİĞİN YANINDA İŞ BEĞENMEZLİK DE VAR”

Bilecik’te yaşayan vatandaşlarımızda iş beğenmezlik durumu olduğunu söyleyen Tozan şu ifadeleri kullandı: “Bilecik’te işsizliğin yanında iş beğenmezlik de var. Tahsil seviyemiz yükseldikçe işsizlik seviyemiz azalmakta. Erkeklerde iş beğenmezlik vardı. Bu bayanlar da başladı. Bakın bu toplum yararı programlarında Milli Eğitim’de görevlendirecek olan 145 kişilik kontenjanda aşırı bir talep oldu. Ama elimizde şu anda 40 tane bayan talebi var. Sadece 2 firmadan 40 tane var. Toplamda il genelinde 87 tane bayan açığımız var. İnsanlarımız gitmiyor. Teklif ettiğimiz zaman gitmem diyor. Bunun nedenini inceliyoruz. Bu okulların açılmasıyla kırsal kesimden kente bir göç var. Okul sezonu burada hem çalışıyor hem çocuklarıyla birlikte duruyor ama okul bitti zaman da kendi köyüne kasabasına dönüp diğer işlerine bakıyor. Okullara talebin nedeni bu. Başvuranların çoğu da bize gelip diyorlar ki benim çocuğum şu okulda beni oraya ver. Böyle bir talep de söz konusu. Biz onlara diyoruz ki biz çocuğunuza bekçi göndermiyoruz okula temizlikçi gönderiyoruz. Kazandığı takdir de dahi başka okullara veriyoruz. Buradaki en önemli kriterimiz biz yemek vermiyoruz servis bedeli karşılamıyoruz mümkün oldukça kendi mahallesindeki okullara veriyoruz. Şöyle bir örnek vereyim. TOKİ’den 10 tane başvuru var. Ama iki okul ve iki kontenjan var. Bunun dışındakileri ben başka bir yere görevlendirmek zorundayım.”

PROJELER DEVAM EDECEK

Tozan önümüzdeki günlede yapacakları projeler hakkında bilgi vererek, “Genel müdürlüklerimiz arasında Diyanet İşleri Başkanlığı ile protokolü var. Şimdi buradaki hangi belediyeden üç beş kişi alsam buraya versem. Zaten biz belediyelerimizle yapmış olduğumuz protokollerde camilerin temizliğini de protokolümüze koyduk ve cami temizliğini belediyelere yüklemiş olduk. Müftülükte çalışacak elemanları belediyeye kaydırarak daha fazla toplumsal fayda sağlamayı amaçladık. Yakında El Sanatları Eğitim Merkeziyle sıhhi tesisatçılık, ahşap oymacılık, mobilyayla alakalı yaklaşık 75 kişilik kursumuz Kasım ayında başlayacak. Ayrıca Tarım Bakanlığıyla imzalanmış olan protokol yakında Tarım Bakanlığı ziraat odaları ve İşkur onun da yakında üniversite hocalarından faydalanarak bu kurslara devam edeceğiz.

Geçtiğimiz günlerde Çerkeşliye gittik. Orada da kurs düzenlemiştik. Orada da bugün gördüm iftihar ettik. Kurs bayanlara yönelik sebze meyve yetiştiriciliği üzerineydi. Kursumuzdaki ürünler birinci kalite. Hepsi tornadan çıkmış gibi bakımını ilaçlamasını sulamasını çok güzel yapmışlar. Bugün Çerkeşli sulama kooperatifi başkanıyla görüştük. Ziraat odası başkanımızla birlikteydik zaten. Diyor ki müdürüm bu eğitimin sonucunda çevreye yayıla yayıla suyumuzu dahi ölçülü kullandılar diyor. Şu anda pazarlama konusunda bir sıkıntı yok. Ama bunu daha iyi nasıl pazarlayabiliriz. Antalya’da nasıl yapılıyor. Şimdi orada haller kurulmuş. Bununla ilgili çeşitli fuarlar yapıyorlar. Bizim Bilecik’imizde de gelişmesi lazım özellikle sebze meyvenin üretildiği yerde. Bunun daha profesyonel hale getirmemiz lazım. Biz tarım il müdürlüğüyle 655 kişilik protokol imzaladık. İnhisar’da, Yenipazar’da Pazaryeri’nde, Gölpazarı’nda, Osmaneli’nde düzenledik. Bilecik’te de mevsimsel bir etki var. Osmaneli’nin mevsimi ve çalışma zamanıyla Bozüyük’teki çalışma zamanı bir değil. Hem ürünlerden hem de iklimden dolayı. İnhisar’da, Çaltı’da, Sakarya vadisinde hiç ara vermiyor insanlar. Aynı şeyi Bozüyük’te yapamıyorsun çünkü belli bir mevsimi var. Tarım il, ilçe müdürlükleri ve ziraat odaları onlar ayarlıyor biz kursların düzenlenmesini ve finansmanını destekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim