Geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen MHP Bilecik Merkez İlçe Kongresinin nsiyasi konuşmalar bölümünde, önümüzdeki genel seçimde Bilecik için 2 MHP milletvekili çıkarma vurgusu yapıldı. Kongrede kürsüye, partinin geçen dönem Belediye Başkan adayı olan Mali Müşavir Hüseyin Şensoy, parti üyesi Recep Ertürk ve
MÇP Bilecik teşkilatı kurucusu ve eski MHP İl Başkanı Ertuğrul Açıkgöz gelerek birer konuşma yaptı.

Kongre merkezini dolduran partililere seslenen ilk isim SMMM Hüseyin Şensoy oldu. Sözlerine; “Türkiye’nin ‘önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben’ diyen Liderimizin öncülüğünde Milliyetçi Hareket Partisine ihtiyaç vardır.” Diyerek başlayan Şensoy, verdiği rakamlarla ülke ekonomisinin geldiği noktayı gözler önüne serdi. Şensoy şöyle konuştu:


“Türkiye ekonomisi 2014 yılında 17. Sıradan 19. sıraya düşmüştür”

“Bu Millet uyanacak, Türkiye’nin kalbi Milliyetçi Hareket Partisi’nde atacak. 7 Haziran 2015 seçimlerinde kişileri tatmin etme değil, vatan kurtarma seçimi olacaktır. Vatan gittikten sonra hiçbir şeyin değeri kalmaz. Türkiye’nin yılları ürettiğinden fazla tüketen, kazandığından fazla harcayan, borçlanılarak nefes alırken yabancılaşarak büyüyen ekonomi anlayışı ile uzun yıllardır, dünyanın en büyük 17.ekonomisi olan ülkemiz 2014 yılında 19.sıraya düşmüştür. Zenginlerin milli servet içinde ki payı % 38 iken, 12 yıllık iktidar döneminde bugün % 54 e çıkmış. Yani servetin %54 ünü 760 bin kişi %46’sını 76 milyon kişi paylaşmaktadır. Bu da gösteriyor ki hükümetin şuan ki modeli insan değil, kar ve rant odaklı olması servet/ paylaşımındaki adaletsizliğin büyüdüğünü göstermektedir.

“Bugün Türkiye, tarihinde hiç olmadığı kadar yalnız ve itibarsız durumdadır”

En az 13 milyon kişi devletten ve belediyeden yardım almakta. Yardım aldıkları için mutlu görünseler de, yardıma muhtaç hale getirilmeleri kabul edilemez. Hepimiz biliyoruz, “Çalıyorlar, ama çalışıyorlar” demek, bir zavallılıktır. Yol yaptık, köprü yaptık, metro yaptık, havaalanı yaptık masallarıyla bu ağır ihanetin, bu büyük hırsızlıkların üzerini örtemezler. Bunlar bu milletin imkanlarıyla ve satılan değerleriyle yapılmıştır. Karşılığında ülke ağır ve büyük borç altına sokulmuş, çocuklarımızın geleceği ipotek edilmiştir. Bugün Türkiye, tarihinde hiç olmadığı kadar yalnız ve itibarsız durumdadır. Bütün komşularımızla ağır ve derin sorunlar yaşıyoruz. Yargının işlememesi, medya sansürü,  sosyal paylaşım sitelerinin dahi kapatılması, üzerimizdeki baskıyı daha arttırıyor ve olan güveni ve itibarı da yok ediyor. Bu ülkeyle, bu milletle, bu bayrakla, bu devletle, bu imanla meselesi bulunmayan, “ezan susmasın, bayrak inmesin” diyen hiç kimsenin, bu karanlık düzene onay vermek gibi bir hakkı olamaz.

“Vatandaşın toplam kredi borcu yaklaşık 6 milyardan 331 milyara çıkmış durumda”

Türkiye, 12 yıldır ülkeye kaybettirirken ülkenin kaybettiği ölçüde kazanan bir iktidar tarafından yönetiliyor. 2002 yılından bugüne, vatandaşın toplam kredi borcu yaklaşık 6 milyardan 331 milyara çıkmış durumda. Peki vatandaş borcunu ödeyebiliyor mu? Bu borçların karşılığı var mı? Rakamlar AKP’li yıllarda bunun mümkün olmadığını gösteriyor. 2002 yılında icra takibine uğrayıp borcunu ödeyemeyen vatandaşların sayısı 8 milyon iken 2014 yılında 20 milyon kişiye çıkmıştır. Sadece bankaların takipçisi olduğu kişi ise 3 milyon kişidir. Yolsuzlukta, yoksullukta, yasaklarda dünya lideriyiz. 12 yıllık AKP hükümeti döneminde Türkiye’de toplam 150 devlet yasağı getirildi. Demokrasi ile yönetilen ülkeler içinde yasak koymada Türkiye 1. sırada Avrupa’nın 64 Ülkesi içinde, 13            Milyon yoksulu ile Türkiye yine 1. Sırada. Yolsuzluk yapılan ülkeler sıralamasında 11 basamak yükselerek 53.den 64.sıraya çıkmıştır. İşte yeni Türkiye dedikleri bu herhalde.

“Türkiye’nin yarını AKP ile belirsiz”

Türkiye AKP ile mutsuz,Türkiye’nin yarını AKP ile belirsiz,Türkiye AKP ile kaybetmeye mahkum. Bunu devletin verdiği resmi rakamlar söylemekte. Acaba dünyada icra dosyaların kat ve kat arttığı, hırsızları yakalayan polislerin darbe yapmakla suçlandıkları, savcıların ifadeye çağırdığı çocuklarının babalarının makam arabaları ile gezdikleri başka bir ülke var mıdır? Bu nedenle 2015 seçimleri bir anlamda bu düzeninin oylanacağı köprüden önce son çıkıştır. Türkiye’nin önünde iki seçenek vardır. Ya iktidar eliyle oluşturulan ve içine yandaşların doldurulduğu havuzlarda boğulacağız. Ya da bu havuzları yerle bir edeceğiz. İçerisinden taşanları gerçek sahiplerine, yani bize teslim edecek MHP iktidara getireceğiz. Unutmayın bu havuzcuların Türkiye diye bir derdi yok. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin “Önce Ülkem ve Milletim sonra partim ve ben sözlerinden yola çıkarak bütün kadrolarımızla inanarak ve çalışarak hedefimiz önümüzdeki seçimde partimizi iktidara taşımak Bilecik’te ise birinci parti yapmak olmalıdır. Bu söylemle sözlerimi bitirirken iki değerli arkadaşımızın adaylığını kutluyorum. Partimize, Bilecik’imize faydalar yaratmasını arzu ediyorum.  Allah Yar ve Yardımcımız olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene...”

 

ERTÜRK: “ADAY OLAN KİŞİ İÇİN HEPİMİZ SAMİMİ OLARAK ÇALIŞMALIYIZ”

Kongrede siyasi konuşma yapan ikici isim parti üyesi Recep Ertürk oldu. Ertürk şunları söyledi:

Hayat düşüncesi bizlerden farklı olmasına rağmen, ancak söylediği söz ile günümüzde birçok insana hitap eden merhum gazeteci Uğur Mumcu'nun sözüyle başlamak istiyorum konuşmama."haklıdan yana değil de, güçlüden yana olanlar; güç merkezi değiştikçe dönerler, bir gün fırıldak olurlar.”

“Yolsuzluk havuzunda yüzüyorlar”

Bugün yaşadığımız hayatta, insanlarımızın büyük çoğunluğu maalesef fırıldak olmuşlardır. Bugünün iktidarını oluşturan ak parti mensuplarının büyük çoğunluğu daha önceleri başka partilerde görev yapmış kişilerden oluşmaktadır, hatta bir kaç partide faaliyetleri olmuş olanlarda vardır. Dün çıktıkları yolda birlikte hareket etmeyi kendilerine vazife kabul etmiş olanlar, bugün birbirlerine ateş püskürmektedirler. Daha kısa bir süre önce kardeşim dediği sınır komşumuzun devlet baş kanına, bugün düşman kesilmektedirler, daha kısa bir süre önce, bebek katiliyle kesinlikle görüşmedik diyenler bugün barış elçisi ilan edilmişlerdir. Kısa bir süre önce açılımlarla bu ülkeyi düzelteceğiz diyenler bu gün neyi düzelttiğini hepimiz iyi bilmekteyiz. Milliyetçi hareket partisinin hükümet ortağı olduğu dönemlerde yolsuzluklara karışan bakanlarımız olduğunu iddia edenler, kendi bakanlarını yolsuzluk havuzunda yüzdürmektedirler.

“Hepimiz Ülkücüye yakışır şekilde hareket etmeliyiz”

Milliyetçi Hareket Partisi’nde ve Ülkü Ocakları’nda yetişen herkes birbirinden kaliteli insanlardır bu gün birliğe, beraberliğe, dostluğa ve kardeşliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerdeyiz. Bizans geleneği olan dedikodudan her zaman uzak olmalıyız bizleri birbirimize düşürmek isteyenlere asla alet olmamalıyız. Milliyetçi hareket partisinde olup, «aşka partilere pirim olacak her çeşit davranıştan uzak olmalıyız. Gerek milletvekili adayımız gerek belediye başkan adayımız, gerekse seçimlerde herhangi bir makama aday olan ülküdaşımız kim olursa olsun sonuna kadar destekçisi olmalıyız. Milliyetçi hareket partisinin üyesi olan herkes birbirinin kardeşi olmalıdır. Kardeşler birbirlerine sahip çıkmalıdır birbirinin kuyusunu kazan kişiler asla kardeş olamaz. Bu nedenle hepimizin ülkücüye yakışır şekilde hareket etmesi gerekmektedir. Geçmişte yapılmış olan birtakım hatalarımız olduysa üzerine sünger çekmek zorundayız. Şayet sünger çekemiyorsak bu camiadan uzak durmalıyız.

“Şensoy ve ekibini pervasızca eleştirerek, birlikteliğimize gölge düşürdüler”

30 Mart yerel seçimlerinde adaylarımız hakkında basına yaptıkları açıklamalarla zarar vererek, hiç bir ülkücüye yakışmayacak ifadelerde bulunanlar bugün aramızda maalesef birlik ve beraberlikten bahsetmekteler, kimileri basın önünde belediye başkan adayımız Sayın Hüseyin Şensoy ve ekibini pervasızca eleştirerek, birlikteliğimize gölge düşürmüşlerdir. Bugünde kalkmış birlikten bahsetmekteler. Aynı kişiler eski bakanımız medarı iftiharımız olan Sayın Bahattin Şeker'i eleştirmişlerdir. Bu tür eleştirilerin sonunda sayın bakanımız, ilimizden bir daha aday olmayacağını beyan etmek zorunda kalmıştır. Katıldıkları basın programında genel başkanımızı dahi iç tüzüğü by pas ediyor diye eleştiren kişiler, birlik ve beraberlikten bahsedebilecek en son kişilerdir.

“Biz bu ülkeyi karşılıksız sevdik” diyen liderlerin tebaasıyız

Ben 1978 yılında tanıştığım ülkü ocakları ve milliyetçi hareket partisinin mensubu olmaktan büyük onur duymaktayım. Bu hareket dünüyle, bugünüyle ve yarınıyla büyümeye ve bu büyümenin sonunda hepimizin özlemini duyduğu iktidara kavuşacağımız günlere ulaşmaya çok az bir zaman kalmıştır. Bu nedenle aramızda fitneye, dedikoduya ve vatan hainlerine asla yer yoktur. "Biz bu ülkeyi karşılıksız sevdik" diyen liderlerin tebaasıyız. Bu uğurda henüz gençliğinin baharında vatan için, bayrak için Türk milletinin refahı için canlarını hiç çekinmeden feda eden binlerce şehidimiz olduğunu da unutmamak gerekiyor. Cenab-ı Allah hepsinden razı olsun bu uğurda yüzlerce ülküdaşımız taş medrese dediğimiz ceza evlerinde çile çekmiştir. Ülkemizin refahı için bugün özürlü olarak aramızda hayatlarına devam eden gazilerimizin de olduğunu unutmayalım Türk-İslam davası neferlerini minnetle anam, Allah hepsinden razı olsun diyorum.

“Gençlerimiz bu davanın mihenk taşlarıdır”

Ülkücüyüm diyen herkes yaşadığı hayatta birçok insandan fazla dikkat etmeli, söylediklerine, yaptıklarına ve ilişkilerine... Bizlere "ülkücülük şereftir, asla tavizi olmaz" diyen rahmetli Alparslan Türkeş ülkücünün idealleri 9 ışık doktrini ile belirlemiştir. Bu ideal öylesine kutsaldır ki, bu uğurda 5 bini aşan şehitler vermişiz, yığınla gazilerimiz var. Bu nedenle ülkücüyüm diyen kimselerin yapacağı en ufak hata şehitlerimizin kemiklerini sızlatacağını çok iyi bilmekteyiz. Geçtiğimiz zamanda bizim akranlarımız büyüklerine ağabey diyordu, küçüklerini ise kardeş gibi görüyordu. Maalesef günümüzde ne ağabeylik kaldı, nede kardeşlik. Her şey menfaate dayalı bir çıkar olup çıkıverdi, gelişen yeni Türkiye dedikleri ülkemizde, dünün gençleri olan, bugünün ağabeyleri olan bizler geçmişte yaşadıklarımızı ve çektiğimiz sıkıntıları unutmuş olacağız ki, bugünün gençlerine gereken samimiyeti gösteremiyoruz. Gerçekten şu an salonda olan şu gençlerimiz bu davanın mihenk taşlarıdır.

“Aday olan kişi için hepimiz samimi olarak çalışmalıyız”

İlimizde bazı basın organlarında kamuoyunda MHP'li kimliği ile bilinenler, zaman zaman MHP'nin genel merkezini, zaman zamanda seçime girecek olan adaylarımızı haksız yere eleştirerek kamuoyunu yanlış yönlendirmektedirler. Ülkücü ülkücünün kardeşidir. Kardeşler her zaman birbirlerine destek olur, asla köstek olmamalı. Belirlenen gerek milletvekili, gerekse belediye başkan adayımız milliyetçi hareket partisinin adayı olduğunu herkes kabul etmelidir. Yok, falanın adamı, yok filanın adamı diye düşünenler aramızdan uzak durmalıdır, eğer varsa bir gücü aday adaylığı esnasında gerekeni yapar, fakat sonunda aday olan kişi için hepimiz samimi olarak çalışarak hem adayımıza hem partimize üzerimize düşeni yapmamız gerekmektedir...

“2 milletvekilini de almamamız için hiç bir sebep düşünemiyorum”

Kongremiz de kazanan kim olursa olsun, kısa bir süre sonra yapılacak seçimlerde bizleri başarıya götüreceklerine yürekten inanıyorum. Çok saygıdeğer ülküdaşlarım gerçekten şuna inanıyorum, şu an salonumuzda bulunan tüm ülkücüler olarak muhtemelen haziran ayında yapılacak olan genel seçimlerde bu günkü şevk ile çalışacak olursak 2 milletvekilini de almamamız için hiç bir sebep düşünemiyorum.

Gün milliyetçi hareket partisinin iktidar olacağı gündür, gün her biri birbirinden değerli milliyetçi hareket partisi mensuplarının günüdür. Gün hürriyet ve bağımsızlığımızın yaşanacağı gündür. Bugün merkez ilçe teşkilatımızın olağan genel kurulunda aday olan ülküdaşlarımızı yürekten kutlarım. Seçim sonunda seçilen kim olursa olsun, milliyetçi hareket partisi kazanacaktır. Bizlerde kaybeden asla olmaz. O nedenle seçim sonunda kazanan ile kazanamayan listelerde yer alan ülküdaşlarım bu salondan kol kola çıkmasını da bilirler. Genel kurulumuzun il'imize, ülkemize hayırlı olmasını canı gönülden dilerim. Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin. Ne mutlu Türk'üm diyene!”

 

AÇIKGÖZ: “İKİ MİLLETVEKİLİN İKİSİNİ DE ALIRIZ İNANCINDAYIM”

MHP eski il başkanlarından Ertuğrul Açıkgöz ise yaptığı konuşmada, Milliyetçi Hareket Partisi’nin siyasi yasaklı olduğu 1980’li yıllarda, Milliyetçi Çalışma Partisi’ni bir avuç insanla kurduklarını ve bugün 400 delegeyle ilçe kongresini yapmanın kedisi herkesten çok gururlandırdığını söyledi. Parti içinde kadınların daha çok yer alması gerektiğinin altını çizen Açıkgöz, İlçe Başkanlığı makamının önemine değindi ve gerekli çalışmanın yapılması durumunda Bilecik’te 2 milletvekili çıkarmalarının mümkün olduğunu söyledi. Açıkgöz şöyle konuştu:


Sözlerime başlamadan evvel, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Türk Milliyetçiliği davasın bu günlere gelmesinde emeği olan başta rahmetli Başbuğum Alparslan Türkeş Bey’e ve ülkücü şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ülkücü hareketle 11 yaşında tanışmış, 11 yaşından beri Türk Milliyetçisiyim, ülkücüyüm diyebilen bir kardeşiniz olarak Milliyetçi Hareket Partisi’nin 1980 yılından sonra Milliyetçi çalışma Partisi olarak, belediye başkan adayı ve akabinde kurucu il başkanı olarak konuşma gereği hissettim.

“Partiyi bir avuç insanla kurduk”

Arkadaşlar, partimizi kurduğumuzda bir avuç insanla kurmuştuk. Hiç unutamıyorum, ilk kongremize Şevket Bülend Yahnici Bey gelmişti. O dönemde bizimle kader birliği yapan bacılarımız, arkadaşlarımız çok iyi hatırlarlar. Belediye binasının altında ufak bir toplantı salonu vardı. Bu salonda yeterli sayıyı oluşturamadığımız için, misafirlerimizin arabalarıyla arkadaşlarımızı evlerinden getirdik. O dönemlerde Milliyetçi Hareket Partisi’ne üye olmaya bile cesaret edemiyordu insanlarımız. Ama bugün görüyorum ki, Allah’a şükürler olsun, hamdolsun, herkesten fazla gurur duyduğumu söylemek istiyorum, 400 delegenin 400’ü de kongremizde seçim için hazır bulunuyorlar. Bu bana göre Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidar alternatifi olduğunu gösteriyor.

“Bayanlarımız partimizde yer vermemiz gerekiyor”

Ülkücüler olarak bize düşen bir görev var. Biz bu milletin derdiyle dertlenmesini, sevinciyle de sevinmesini bilen insanlarız. Dün bu millet için ne söylemişsek, bu gün de ayı söylem içerisinde olan insanlarız. Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin dediği gibi, 12 yıldan beri bu ülkeyi yöneten,  iktidar olan insanlar, maalesef milletimize hak ettiği şekilde hizmet edemediler. Eğitimden sağlığa, ekonomiden adalete her taraf kokuştu. Bizim insanlarımız bu kokuşmuşluğu hak eden insanlar değil. Ama ben bizde eksiklik görüyorum. Nedir bu eksiklik? Arkadaşlar, bizim hitap ettiğimiz, meşgul olduğumuz, mensup olduğumuz siyasi partide, hitap ettiğimiz insanların %50’si bayanlar. Bayanlarımız partimizde yer vermemiz gerekiyor. Erkek siyasetçiler olarak bizim açamadığımız kapıları bayanlarımız, bacılarımız kardeşlerimiz çok rahat bir şekilde açacaklar. Ama bizim de onlara bu kutlu davanın ne olduğunu çok iyi öğretmemiz gerekiyor.

“Bilecik’te iki milletvekilin ikisini de alırız inancındayım”

Ben bu kongrede aday olan arkadaşlarımı, göstermiş oldukları medeni cesaretten ötürü kutluyorum. İkisine de başarılar diliyorum. Ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bilecik Merkez İlçe Başkanı demek Bilecik’te, Bilecik’e bağlı köylerde, beldelerde, mahallelerde oturan insanımızın gözü kulağı ve sesi demektir. Biz bunu başardığımız gün, inanın Milliyetçi Hareket Partisi tek başına iktidar olur ve Bilecik’te iki milletvekilin ikisini de alırız inancındayım. 12 yıldan beri bu ülkeyi yöneten, bu milleti kahreden iktidar 2-0 yapmanın hesabını yapıyorsa, Milliyetçi Hareket Partililer olarak, Türk Milliyetçileri olarak biz niye bu hesabın dışında olalım? Biz de bu hesabın içindeyiz. Bu millet bize bu yetkiyi verdiği takdirde, milletimize şunu söyleteceğimize eminim; “Keşke biz bu Ülkücüleri 20 sene önce iktidara getirseydik. Bunlar gerçekten bizim için siyaset yapıyorlarmış. Ama biz bunun farkına yeni vardık.”


Bu duygu ve düşüncelerle, kongremize katılan tüm delegelerimizi tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Kongremizin Milletimize, Devletimize, Bilecik’imize ve Partimize hayırlar getirmesini temenni eder, saygılar sunarım. Ne mutlu Türk’üm diyene!”


Editör: TE Bilişim