Dünyaya kötülükler birer birer yayılmaya başlarken, o büyüleyici hikaye olan ‘Pandora’nun Kutusu’da son şey kalmıştır. Onun adı da‘Umut’tur ya hani, yazıma son noktayı ‘Umut’ ile koyacağım baştan belirteyim.Üniversite yıllarımda Ankara’da kendisi ile sohbet etme fırsatı yakaladığım Tarihçi Sinan Meydan’ı ‘5 Aralık Bilecik Mülakatı’ konulu konferans vermek üzere geldiği ilimizde tekrardan yakaladım.

Gerek kitapları olsun gerek güncel yazıları ve televizyon programları olsun sık sık takip ettiğim Sinan Meydan (hocam)ile tanışmam kendisi tarafından kaleme alınan Akl-ı Kemal kitapları sayesinde oldu. Kitapları adeta silip süpürdükten bir müddet sonra Ankara’da kendisi ile yaptığımız sohbetin ardından birbirimize,‘tekrar görüşmek üzere’ dileklerinde bulunmuştuk.

Milli Mücadele yıllarında İstanbul Hükümeti ile Ankara hükümeti arasında Bilecik tren garında gerçekleşen ve tarih sayfalarına, “Bilecik mülakatı” olarak geçen görüşmelerin 101’inci yıldönümünde ilimize gelen Tarihçi Yazar Sinan Meydan’ın konferansından aldığım hazzın tarifi herhalde burada yazıya dökülemeyecek kadar eşsizdi.

Konferansa yaklaşık 2 saat kala Sinan hocamızı Atatürk Parkı’nda yakaladım. Gözgöze geldiğimiz an, “Seni bir yerden çıkartacağım” demesi öyle hoşuma gitti ki, aslında bir nevi böyle bir ifade kullanması benim karşısındaki heyecanımı alıp götürdü.

Başladık Sinan hocamla muhabbette. Doğu Akdeniz meselesi üzerinden yaptığımız münazara, konuyu herkesin dikkatle takip ettiği Dolar’ın tarihi artışına getirdi. Bilgi derinliğine hayranlık duyduğum ve tam da kendisinden beklenen yanıtı veren Sinan Meydan, “Dolar kurunun yükselmesi sadece ekonomik değil, aynı zamanda bir milli güvenlik sorunudur.” değerlendirmesini yaptı.

Dünya emperyalizminin ve kapitalizminin bir numaralı silahı olan Dolar tabiki de ‘Bir milli güvenlik sorunu” dışında başka bir şey olamazdı.

Diğer yandan Sinan hocamın ‘Üretim’ vurgusu da yapması aklıma Kontrollü Planlı Ekonomi modelini getirdi. Kapitalizmin merkezi Amerika’da dahi devletin ekonomiye müdahalesi tartışılırken ve insanlık Atlantik siteminin çökmeye başladığı dünyaya doğru yol alırken, “ Dolar’ın hakimiyetine son vermenin” bence tam da fırsatı diyorum.

 Üreticinin baş tacı edilmesi umuduyla…