Değerli okurlar,

Günümüzde birbirine zıt olarak görünen iki süreç aynı anda yaşanmaktadır:
Küreselleşme ve yerelleşme. Kurumlar, anlayışlar, düşünceler küreselleşmekte,
devletler küreselleşmenin getirdiği toplumsal ve ekonomik olguların sonuçlarıyla baş
ederken güçlerini de korumaya çalışmaktadırlar. Bu sürecin tamamen aksi bir yönde
ama yine küreselleşmenin getirdiği haberleşme hızıyla devletler, yerelleşme olgusu ile
tanışmaktadırlar.

Merkeziyetçi idare sistemine sahip devletler, merkezdeki yetkilerini yerele
devretme gereği duymaktadırlar. Bu gerekliliğin en başında gelen neden hizmette halka
yakınlık ilkesinin benimsenmesi ve talep edilmesidir. Artık vatandaşlar, bürokratik
işlemlerin getirdiği zaman kaybından ve alınan kararların kendi taleplerini
yansıtmamasından duydukları sıkıntıdan dolayı yerel yönetimlere verilen yetkilerin
artmasını talep etmektedirler. Türkiye’de içinde bulunduğumuz şu dönemlerde
yerelleşme ve yerel yönetimlerin etki alanının artması konularıyla meşgul olmaktadır.
Yerel yönetimlerin yetkilerinin artması konusunda, küresel olarak yaşanan yerelleşme
olgusunun katkısı kadar, üye olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği’nin de etkileri
bulunmaktadır. Avrupa Birliği, üyeler arasında Birliğin belirlediği ortak politikaların
uygulanmasını, ortak bir müktesebatın geçerli olmasını istemektedir.1999 yılında
Helsinki Zirvesi sonucu, Avrupa Birliği’ne aday ülke statüsü kazanan Türkiye Avrupa
Birliği müktesebatına uyum sağlama çabası içindedir. Avrupa Birliği tarafından
hazırlanan İlerleme Raporları’nda dikkat çekilen noktalara göre mevzuatını değiştirme
ve uyumlu hale getirme çabasında olan hükümet, sık olarak yayınladığı Ulusal
Programlarla uyum konusunda hangi aşamada olduğunu, neler yapıldığını ve
yapılacağını yazılı olarak belirtmektedir.

Yerel yönetimler Avrupa Birliği’nin ortak politika oluşturulması konusunda
özellikle önem verdiği alanlardan biridir. Tanzimat’tan beri kamu yönetiminde birtakım
yenilikler yapmaya çalışan Türkiye içinde Avrupa Birliği hızlandırıcı güç olmuş ve
2002 yılında tek parti hükümetinin kurulmasından sonra kamu yönetiminde reforma
gidilmiştir. Bu reform kapsamında yerel yönetimlere büyük yetkiler verilmiş, merkezi
yönetimin yetkileri azaltılmıştır..
Yerel yönetimlerden, hızlı kentleşmenin yol açtığı ekonomik siyasal ve toplumsal sorunlara hızla çözümler bulunması, hemşerilerine yoksulluktan ve savaşlardan arınmış huzur ve barış içinde rahat yaşanan, çağdaş kentler sunmaları beklenmektedir.

Bugün dünyada ve ülkemizde, yerel yönetimler ekonomik ve toplumsal yapının temel referans noktası ve başlıca unsuru haline gelmiştir. Yerel yöneticiler, her zaman dayanışma içinde olmak, hemşerilerine en iyi hizmeti verme yarışında birbirlerine destek olmak, görüş, bilgi, teknoloji, alışverişi yapmak, ortak projeler geliştirmek durumundadırlar.
Avrupa Birliği’nin ekonomik birlikten siyasal birliğe giderken gerekli adımları atabilmesinde yerelliğe verdiği önemin büyük katkısı olmuştur. Bu bağlamda özellikle, “Yerindenlik” ilkesini kabul etmesi ve bölgeler arası eşitsizliğe karşı ısrarlı bir politika izlemesi üzerinde durmak gerekir.

Bütün bunlara baktığımız zaman, Avrupa Birliği’ne katılacak ülkelerin uygulamak durumunda olduğu AB mevzuatı ve düzenlemelerinin büyük çoğunluğu yerel yönetimlerce gerçekleştirilmek durumundadır. Bu nedenle, AB’ye girmenin etkileri büyük ölçüde kendisini yerel yaşamda gösterecektir.

AB’nin bugünkü yerel yönetimlere yaklaşımını iki öğenin belirlediğini söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi yerindenlik ilkesi, ikincisi ise yönetişim anlayışının gelişmesidir. Tüm dünyada yaşanan “Yönetim Anlayışı”ndan, “Yönetişim Anlayışı”na geçiş, tabiî ki AB’de de yansımasını bulmaktadır.

Her iki öğenin birlikte çalışması, günümüzün katılımcı ve çoğulcu demokrasi anlayışının güçlendirilmesi bakımından birbirini tamamlayıcı etkiler yaratmaktadır. Avrupa Birliği yerel yönetimlerinin bugünkü yapısı, büyük ölçüde yerindenlik ilkesince belirlenmektedir. Yerindenlik ilkesi ile Avrupa Birliği’nde, ulusal, bölgesel ve yerel kimlikler ile farklılıklara olanak verilmesinin demokratik bir güvencesi de oluşmuştur.

Bu genel girizgahtan sonra,yerele ve detaya geçecek olursak:

Demokrasimizi ileriye taşımak adına çok önemli bir kaldıraç olarak değerlendirdiğimiz AB katılım süreci yerele yayılarak illerimize hizmet götürülüyor. Bu bağlamda illerimiz Avrupa Birliğine hazırlanıyor.
2009 yılından bugüne kadar yerelde birçok proje yürütüldü. Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından, Valiliklerden il özel idarelerine, belediyelerden yerel medyaya, iletişimcilerden çevirmenlere, avukatlardan işadamlarına ve sivil toplum kuruluşlarına kadar yereldeki birçok kurum ve kişiye yönelik olarak illerde projeler yürütüldü.
Bunlar, AB katılım sürecine yereli ortak etmeye çalışan, projelerle insanların hayatlarına dokunmaya gayret eden, reform sürecini yerelde yaşatmak için uğraş verenlerin hikayesi… Bazen kişilerin, bazen de kurumların gündemini değiştirmeye çalışanların hikayesi…
Valilikler Avrupalı Yerel Yönetimlerle Kardeş Şehir oluyor . “ Valiliklerde AB İşleri İçin Kapasite Oluşturulması Projesi” kapsamında “ Şehir Eşleştirme Programı” başlıyor.

Bu programla, Valilikler ile AB üyesi ülkelerdeki muadil kuruluşlar AB müktesebatının yereldeki uygulamalarına yönelik bilgi ve deneyim alışverişi yapabilecek ve Valiliklerin uluslararası düzeyde işbirliği kurma kapasitelerinin geliştirilmesi desteklenmiş olacak. Yerel yönetimler için Avrupa’dan Yenilikçi Uygulamalar Transferi sağlanacak.
Yerelde AB Çalışmalarının Yeni Adresi; www.yereldeab.org.tr Yeni adres, yerel düzeyde yürütülen AB çalışmaları için etkin bir buluşma noktası niteliği taşıyor. Bu adres, Valilik AB birimine de çalışmalarını kamuoyuyla düzenli bir şekilde paylaşma imkanı veriyor.
Yeni dönemle ilgili size bazı ipuçları vermek istiyorum bu yazımda.Özellikle proje hazırlayacaklar için teknik detaylar da var bunların içerisinde..

Sosyal Kapital- Beşeri Sermaye

Yerel işsizliklere proaktif yaklaşımla proje oluşturmak.

YENİLİK TRANSFERİ: İyi uygulamaların, yenilikçi ürün, araç, yöntem ve uygulamaların proje ortaklıkları düzeyinde dil, yerel ve sektörel ihtiyaçlar ile kültürel açıdan ayarlanmasıdır. Yeniliklerin AB ülkelerinden olması gerekmez. ABD, Kanada, Japonya, Çin’den olabilir. AB ortağı ile olacaktır.

Neler Transfer Edilebilir? Ve dikkat edilmesi gereken hususlar:

İçerikler, araçlar, tecrübeler, en son gelişmeler….
Arama kurtarmada yeni modeller, mesleki eğitimde yetersizlikler?
-Eski proje sahibinin yazılı onayı alınır.
-Teklif hakkı konusunda mutabakata varılır.
-Transfer edilecek çıktılar transfer edilmesi amacıyla projelendirilir.
Söz konusu yenilik, ulusal, bölgesel, yerel, sektörel olabilir.
*Hedef gruplara bir ihtiyaç analizi yapılacak. (meslek öğretmeni, gruplar, işsizler…)
*Yeni terkibin ve transferin yapılabilirliğinin analizi
*Yerel, sektörel, dilsel, kültürel ve hali hazırda bulunan ihtiyaçlar açısından nasıl adapte edileceği
*Fiilen nasıl hayata geçirileceği, nasıl sınanacağı
ESAS İTİBARİ İLE TANIMLI BİR PROBLEME UYGULANIP SONUÇ ALINMIŞ OLMALI…

Kazanımlar
Sistem: Eğitim kalitesinin arttırılması, ihtiyaçlara cevap verilmesi
Kurum: Kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, , uluslararası anlaşma stratejisine katkı
Proje: Eğitim modülleri, müfredatlar, uzaktan öğrenme modülleri, pilot uygulama araçları, araştırmalar, web platformları, sayfaları, raporlar, kitapçıklar, rehberler, sanal laboratuvar eğitim simülasyonları….

2014-2020 DÖNEMİ
YENİ FIRSATLAR TEK BİR PROGRAM ALTINDA (erasmus ( + PLUS)TOPLANIYOR

Yeni dönemin,Eğitim, öğretim, gençlik ve spor için önerdiği yeni program. Yeni program, bireylerin kişisel gelişimlerini güçlendirmeye, yeni beceriler kazanmasına ve istihdam imkanlarını artırmalarına yardım edecektir.
Hareketlilik ve işbirliği için fırsatlar önemli ölçüde güçlendiriliyor.

TEMEL FAALİYETLER

*Öğrenme Hareketliliği- Başvurular tüzel kişiliklerce yapılacak. Yükseköğrenim, okul eğitimi, personel, mesleki eğitim, öğrenci ve personel, gençlik, yetişkin eğitimi personel hareketliliği
*Kurumsal İşbirliği- Yenilikçi uygulamaların geliştirilmesi ile istihdam edilebilirlik, üretkenlik ve girişimciliğin teşvik edilmesi amacıyla eğitim kurumları, gençlik örgütleri, iş dünyası, yerel ve bölgesel otoriteler ve STK’lar arasında eğitim, öğretim ve gençlik aktivitelerinde stratejik ortaklık projeleri
Ülkemizin her yönden kalkınmasına katkı sağlayacak başarılı projeleri hep birlikte gerçekleştirmek dileği ile…

Saygılarımla…